Quantcast
Viewing all 568 articles
Browse latest View live

KIZILCIK ŞURUBU VE NELER YAPMIŞIZ...

Eykül-Ekim ayı Kış Hazırlıkları içerisinde Kızılcık Şurubu  yapmayı da ihmal etmedim...Aşısız,doğal kızılcıkları bulunca hem dondurucuya attım hemde şurubunu hazırladım...Sosyal medya üzerinden paylaşsamda ana vatanım olan blogumda da arşivlensin istiyorum...
İnstagram hesabım için tıkkkkkkk
İstediğiniz miktarda kızılcığı yıkayıp tencereye alın ve üzerine su ilave ederek kaynatın...Kızılcıklar iyice piştiğinde kevgirden geçirin,damak zevkinize göre toz şeker atın ve tekrar kaynatın...Ocaktan aldıktan sonra sıcakken kavanozlara doldurup kapaklarını sıkıca kapatıp ters çevirin ,üzerini bir bezle örtün ve 5-6 sat sonra dolaba kaldırın...
Kızılcığın Faydaları  Hakkında Google Amcada şunları buldum;

Bakterilere karşı vücudu korur. İdrar yolu enfeksiyonlarını yani sistiti önler. Mesane ve böbrek iltihabını tedavi etmeye yardımcı olur. Kolesterolü dengeler, şifa bulmanıza yardım eder. Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruma sağlar. Kardiyovasküler hastalıklara karşı kullanılabilir. Kan pıhtılaşması riskini azaltır. Gece görüşünü geliştirir. Bazı insanlar geceleri zor görürler, görme zorluğu çekerler. Işığı kapattıktan sonra yataklarını bile bulmakta zorluk çekerler. İşte bu dertten yakınan kişiler mutlaka kızılcık tüketmelidir. Bu şifalı bitki gözün ışık değişikliklerine uyum sağlayacak pigmenti üretmesine yardım eder. İshale karşı faydalıdır. Diyabete yani kan şekerini düzenlemeye de yardım eder. Kalp dostudur.

Kan damarlarını korur. Safra giderilmesini sağlar. Karaciğerin daha verimli çalışmasını sağlar. Etkili bir idrar söktürücüdür. Kızılcık suyu içecek olarak tüketilirse dişlerinizin taze ve temiz kalmasını yardım eder. Böbrek taşlarının oluşumunu engeller. Ve işte birçok kişinin istemediği, birçok kremler kullandığı yaşlanmayı geciktirir. Yaşlanma karşıtıdır. Düzenli olarak kızılcık suyu yada meyvesi tüketerek yaşlanmayı geciktirebilirsiniz. Daha uzun süre genç kalmak sizin elinizdedir. Cildin aşırı kurumasını ve kırışıklıkları engeller. Kozmetik sektöründe de krem yapımında kullanılır. Cilde canlılık kazandırır. Kızılcık reçeli yapılarak da tüketilebilir.
Kızılcık Şurubundan sonra sıra aşureye geldi...

Yine aşure ayı dolayısıyla Aşuremi de pişirdim...
Daha önceki aşure tarfim için tıkkkkkk
Ankaradan kayınbiraderim ile eltim geldi...Bol bol gezdik ve aşure yedik... 
İznimin son gününde bütün kızlar toplaştık...
Bütün kızlar derken 2 arkadaşım gelecekti,daha sonra bir arkadaşımı da kızıyla birlikte ben davet ettim...

Tuğçenin arkadaşlarıyla birlikte çok miktarda yaptığı ve benimde dondurucuya attığım mantı sofranın yıldızıydı,çok severek yedi herkes...
3 2 1 Poğaça (Tarifi sonra yazacağım)

Ve Pudingli Yaş Pasta... 
Kurabiye çeşitlerimiz vardı...
Turşuya doymadı mı bu kadın diyenleri duyar gibiyim...
Ancak bunları Eltim gelmeden bir gün önce kereviz sapı ile kurmuştum...Her damak lezzetine uygun olmayabilir,kerevizi sevmek lazım...
Havuç,salatalık,biber,sarmısak ,kereviz sapı ve yaprakları var içinde... 
Cam kavanozda olunca turşu içime siniyor...
Umarım tadı da güzel olur...
Sağlıkla ve Esen Kalın....

SAYGIYLA ANIYORUZ

3-2-1 POĞAÇA

Hayırlı Cumalar Kıymetli İzleyenlerim!!!
Araf Suresinin 54. ve 55. Ayetlerinde şöyle buyruluyor;

*Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş'a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah'tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı yücedir.(Araf Suresi-54.Ayet-i Kerime)

*Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.(Araf Suresi-55.Ayet-i Kerime)

Bugün 3-2-1 Poğaça tarifi ile geldim.Tarif Eltim Nerimandan...3-2-1 denilmesi malzeme ölçüsünden...

   Malzemeler:
  •  3 adet kabartma tozu
  •  2 su bardğ.yoğurt
  •  1 su bardğ.sıvı yağ
  •  1 tatlı kaşığı tuz
  •  Aldığı kadar un

Hepsini karıştırıp kulak memesi kıvamında bir hamur yapılır...1 kaşık pekmez sulandırılır...oval kapatılan poğaça pekmeze batırılıp sonrada susama batırılır ve 180 drc. Fırında kızartılır....


Yapacak olanlara kolay gelsin!!!

HİBİSKUS ÇAYININ FAYDALARI

Hayırlı Günler Kıymetli Takipçilerim!!!
Hibiskus ile ilgili araştırma yaptım ve kullanmaya başladım,gerçekten tavsiye ederim... 
Hibiskus Çayı son zamanlarda şeker hastalığı ve akciğer rahatsızlığı olan vatandaşlarımız için önemli bir bitkidir .
Hibiskus latince bir kelime olup, bedene şifa veren ve vücudu ferahlatan anlamına gelir. Çöl ikliminde yetişen güzel çiçekleri olan ve arapça ismi Kerkedeh olan bir çöl bitkisidir. Yoğun su tutma kapasitesinden dolayı çöl seyahatlerinde bedevi topluluklar tarafından susuzluk giderici olarak tüketilmektedir.Mavi, beyaz, kırmızı, turuncu, beyaz-kırmızı ve diğer renk kombinasyonları olan hibiskus türleri mevcuttur. Sağlığa en fazla faydaları olan hibiskus türü koyu kırmızı renkli olanıdır. Tüm bunların dışında koyu kırmızı renkli çiçeklerinin mutlaka en alt taç yapraklarının bulunduğuna dikkat edilir. Bu taç yapraklar özellikle akciğer kanseri ve diyabet hastaları için kullanılması gereken en önemli kısımlarıdır.Hibiskus hücre rejenerasyonu için çok faydalı bir bitkidir. Ölü hücreleri yenileyicidir.Yaşlanmayı geciktirir ve bedendeki ve ciltteki ölü hücreleri yeniler.Özellikle koyu kırmızı renkte olan hibiskus bitkisinin çayı çok güçlü antioksidan maddeler içerir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kandaki şekeri düzenler.Yüksek tansiyona bitkisel çözüm tedavisi sunar, tansiyon düşüren bitkiler arasındadır.
Grip ve öksürükte nefes açıcı olarak kullanılmaktadır.
Böbrek iltihabına iyi gelmektedir.Kireçlenmeyi önleyicidir.
Hibiskus iyi kolesterolü yükseltir, kötü kolesterol oranını düşürür.Soğuk algınlığında veya ateş düşürücü olarak yardımcıdır. Bu durumlarda, hibiskus çayını günde bir-iki defa hazırlayıp içmek faydalıdır.
Damar sertliği (atherosklerozis) şikâyeti olanlar için mükemmel bir yardımcıdır.
Yüksek miktarda C vitamini içermektedir.
Hibiskus’tan yapılan çay hem antiseptik hem de antibakteriyeldir.

  
 Hibiskus Çayı : Bir kahve kaşığı ince kıyılmış, kurutulmuş hibiskus kupa yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynarsu doldurulduktan sonra 5-10 dakika demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Anemi kansızlık hastalığı olan kişilerde anemi tedavisi uygulaması yapılıyor ise hibiskus çayı demir emilimini engellediği için hibiskus kürünün yapılması, anemi tedavisini etkisizleştirebilir. Bilinen bir yan tesiri yoktur.
Hibiskus bitkisi ağırlıklı olarak taç yapraklarından anthocyanin grubu etkin maddeleri bol miktarda içerdiği için guatr ve tiroid şikayeti olanların kullanmaması gerekir. Anthocyanin’ler goitrogenik özelliklidir. Goitrogenik, “guatra neden olan” demektir.
Hibiskus bitkisinin en güçlü özelliklerinden biri de topraktaki metalleri depolama potansiyelidir. Ağır metal içeren topraklarda yetişmekte olan hibiskusların kullanılmaması ve hasat edilmemesi gerekir.
Akciğer kanserine yakalanmış hastaların da günde en az iki bardak hibiskus çayı içmelerinde çok büyük faydalar vardır. Ancak, günde üç bardağı geçmemelidir.
NETTEN ALINTIDIR...

SABUN DEKUPAJ

Yılın İlk Karının Yağdığı Şu Günlerde Kışa ve İzleyenlerime Merhaba!!!
Umarım keyifler yerindedir...Her ne kadar sosyal medyada yayınlar hızla çoğalsa da ben buralardan ayrı kalamıyorum...Blogumda yayın yapmak farklı bir görev sanki benim için...Yıllardır emek vermek böyle birşey olsa gerek...
Elişlerine bayağı ara verdim derken dün akşam sabun dekupajı ile hobi sandığımı açtım...
Ara verdim dediysem hobilerime ara verdim yün tığ,motif plakası işleri devam etmekte...
Bu karpuz dilimi peçeteyi görünce hemen almıştım,beklemedeydi...
Sabuna dekupaj yaparak süsledim,fena olmadı sanki,bakalım kime nasip olacak hediye ederim muhakkak...

Kırmızı kurdeleyi sabunun yanlarına sarıp bağladım ve üzerine dekupaj tutkalı sürdüm...
Keremin öğretmeni için yaptığım sabunlarıda bir dahaki yazımda paylaşacağım...
Şen ve Esen Kalın....

KUTUDA SABUN DEKUPAJ

    
  
Bir inkarcı, alimin birine şu üç soruyu sorar:
1- Allah varsa bana göster.
2- Her işi Allah yaratıyor da neden suçlu ceza görür?
3- Şeytan ateşten yaratıldığı halde ona cehennem ateşi nasıl etki yapabilir?
Alim bu soruları soğukkanlılıkla dinler. Sonra da yerden bir kerpiç parçası alıp inkarcının başına vurur. Başı yarılan inkarcı soluğu mahkemede alır. Hakim, alime sorar:
- Bunun başına kerpiç vurmuşsun öyle mi?
- Bana üç soru sormuştu, ben sorularına karşılık kerpici vurdum.
- Nasıl?
- Anlatayım. Allah varsa bana göster demişti. Başının ağrıdığını iddia ediyorsa göstersin. İkinci olarak da her şeyi Allah yaratıyorsa suçlu neden ceza görsün dedi. Madem ki niçin beni mahkemeye veriyor. Üçüncü olarak da ateşten yaratılan şeytana cehennem ateşi nasıl etki yapar diye sordu. Cevabını aldı. Topraktan yaratılan kendisine, yine topraktan olan kerpiç nasıl etki yapıyor?
Bu cevaplardan sonra alim beraat eder.

Hayırlı Cumalar Kıymetli Takipçilerim,cumanız mübarek olsun....Keremin öğretmenine hazırladığım dekupaj sabunlarla geldim bugün... 
Yine ikea peçete ile süsledim...
Kutulayarak geçen hafta gönderdim... 
Mis gibi manolya kokulu sabunlar... 
Hediyeleşmek muhabbeti artırır....
Selam ve Dua ile...

ERZİNCAN (CİMİN) ÜZÜMÜ 1 NUMARA

İlimizin Üzümlü eski adıyla Cimin İlçesi ve civarında yetişmekte olan mis kokulu,lezzetli üzümü gerçekten siyah üzüm kalitesi olarak 1 numara...(Fotoğraf bana ait)...
 Kendi elimden 1 salkım üzüm ikram etmek isterdim.😂😂😂
Netten yaptığım araştırmada;
2000 yılında coğrafi işaret için başvurulmuş, 2001 yılında TPE tarafından verilmiş coğrafi işaretle Türkiye’de coğrafi işaret almış ilk üzüm olan Erzincan Cimin üzümü, Erzincan’ın Üzümlü ilçesi ve belde köylerinde yetişmektedir. Yeni adı Üzümlü olan bu ilçenin eski adı Cimin; Ermenice bir isimdir ve zamanında orda yaşayan Ermeniler tarafından verilmiştir. İlçenin rakımı 1250 m olup bu üzüm sadece bu ilçe ve çevre beldelerinde yetiştirilebilmektedir.

Siyah renkli, şekli basık-oval, ortalama tanesi 3-4 gram ağırlığında, çekirdek sayısı ortalama 1-4 adet, orta kabuk kalınlığında, aroması tatlı-mayhoş, konik şeklinde, dolgun sıklıkta, 300-1500 gram salkım iriliğinde sofralık bir üzüm cinsidir.

Özellikleri yöreye özgü coğrafi durum, iklim özellikleri, nem, sıcaklık, ve rüzgar gibi faktörlerden gelmektedir.
ÖZELLİKLERİ
• İçerisindeki şeker oranı sıfıra yakın olmasından dolayı şeker hastaları bile rahatlıkla kullanabilmektedir.
• Güzellik iksiri, gerçek beyin besini ve zayıflama rejimlerinin ana ürünüdür.
• Kabuklarında bulunan resveratrol maddesi kansere karşı savaşmakta, antioksidan görevi sayesinde yağlı bileşiklerin kılcal damarlarda birikmesini engellemekte, aspirin gibi kanı sulandırarak koroner kalp hastalıklarına karşı insanları korumaktadır.
• Bilim adamlarına göre, siyah üzüm suyu içmek, hafıza kaybını azaltıyor ve hatta bu kaybı tersine çevirebiliyor. Cincinnati Üniversitesi Psikiyatri bölümünde görevli bilim adamları, erken hafıza kaybı yaşayan 12 kişiyle bir çalışma yaptı. Sonuçta, 12 hafta boyunca içeceğin varyasyonlarını içenlerin farklı zihin testlerinde iyi bir performans gösterdikleri görüldü.
Araştırmacılar, iki ayrı grup oluşturdu. İlk gruba Massachusetts’ in Concord bölgesinde yetiştirilmiş saf Concord üzümü suyu verilirken ikinci grup ise hiçbir şey içmedi. Deney süresince her iki gruba da düzenli hafıza testi yapıldı. Araştırma sonucuna göre birinci gruptakilerin yarısında daha uzun süreli gelişme kaydedildi.
Uzmanlar, bu sonuçların arkasındaki neden olarak ciltteki antidoksanlar ve meyvenin suyunu görüyorlar. Gruplar arasında temelde, önemli derecede farklılıklar olmamasına rağmen, saf siyah üzüm suyu içenlerde ise öğrenmede önemli gelişmeler görüldü. Bu eğilimin kısa süreli zihinde tutmayı sağladığı ve mekana ait, sözsüz hafızayı geliştirdiği belirtiliyor.
Araştırma sonuçlarına göre, meyve ve sebze gibi antioksidanlar bakımından zengin yiyecekler ile bunların yüzde 100 meyve suları bilişsel fonksiyonu korumaya yardımcı oluyor.
DENETİM BİÇİMİ VE ESASLARI
Başkalarının aynı üretimlerini teknik ve coğrafi özelliklerine uygunluğunun kontrolleri Erzincan Üzümlü Belediyesi koordinasyonu ile gerçekleşmektedir.
Ürünün yetiştirilip pazara sunulduğu 8., 9., 10., ve 11. aylarda ayrıca tüketici şikayetleri üzerine her zaman Erzincan Üzümlü Belediyesi’nden 2 eleman, Tarım İlçe Müdürlüğü’nden Ziraat Mühendisi, Kaymakamlıktan bir eleman, Ürün Yetiştiricisi bir eleman olmak üzere 2 ile 5 kişilik bir denetim kurulu oluşturularak denetim yapılır, sonucunda ilgili rapor hazırlanır.
ÜZÜMÜN TANINMASI
Üzüm taneleri üzerinde kendine has bir buğu vardır ve tanelerin üzerindeki kabuğu çok ince bir zar şeklindedir. Bu nedenle ağza alındığı anda üzüm dağılır. Tat olarak mayhoş ile tatlı arasında çok ince bir noktada buluşan eşsiz bir tada sahiptir. Bu özellikleri bulunduğu takdirde o üzüm Cimin Üzümü’dür.
Rengi siyah, tadı mayhoş olduğu ve şarap mayası tutmadığı için içki sektöründe kullanılmaz, sofralıktır.ALINTIDIR..
Image may be NSFW.
Clik here to view.

İlimizde yetişmesinden dolayı çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum...Ayrıca ilimizin meşhur  tulum peyniri ve tandır ekmeği de üzümle birlikte yenilen ve çok beğenilen bir yiyecek grubudur...

ELMALI ŞERİTLİ AY KURABİYE


Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız).” derler.Bakara Suresi 156.Ayet-i Kerime
Hayırlı Cumalar Kıymetli İzleyenlerim....
Allahtan geldik Allaha gideceğiz amenna...
İnsanoğlu Allah için yaratılmıştır. Allah için yaratılmak Allah'a teslim olmak için yaratılmak demektir. Ancak teslim olunca yaradılış gayesine uygun hareket edilmiş olur. Ve ruhun Allah'tan geldiğine, mutlaka Allah'a geri dönmesi lâzımgeldiğine inanan insan Allah'ın aslî hedefine ulaşmıştır. Allah için olmak üç vücudu ve iradeyi içine alır. Ruh, fizik vücut, nefs, irade onların yegâne sahibi olan Allah'a teslim edilmek için yaratılmışlardır. İnsan herşeyiyle Allah'a aittir.
Dün akşam Tuğçenin misafirleri için yardımım olsun diye elmalı kurabiye yaptım,umarım beğenilir...

Biz test ettik beğendik oğlumla...
Birçok elmalı kurabiye tarifim var genellikle benzer malzemeler...Bu sefer şeklini farklı yaptım...
Şeritli Ay Kurabiye
 Kurabiyemizin tarifi şöyle;
  • 1 paket oda sıcaklığında margarin (250 gr),
  • 1 paket kabartma tozu 
  • 1 paket vanilya 
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 çay bardağı pudra şekeri
  • 4-4,5 su bardağı un.
  • Hepsi karıştırılıp,kulak memesi ıvamında hamur yapılacak...

İçi İçin:

  • 2-3 adet elma,
  • 3 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 çay bardağı dövülmüş ceviz içi
  • Elmalar rendelenecek,üzerine şeker serpilip,suyunu çekene kadar pişirilecek,sonra tarçın ve dövülmüş ceviz eklenecek
  • Üzerine Bol Pudra şekeri Serpin...

Oval olarak poğaça şekli verdim ve bıçakla 5 kesi attım,sonra elmalı içten koyup yuvarladım ve ay şekli verdim...180 drc fırında pişirdim...
Bu resim netten alıntıdır....Kendim çekmeyi unuttuğum için...
Ben elmalı içi enine koydum,her iki şekilde de olur...

İLK LİMONATAYI KİM YAPTI



Tabiki Ben Yapmadım!!!😰😰😰
Araştırdım ve Google Amcadan öğrendim...
Şöyle Diyor;
Limonun izlerini sürersek kökeninin Çin sınırlarından, Burma ve Assam’dan geldiğini görürüz. Limonun Pers İmparatorluğu’nun sınırlarını aşarak Arap dünyasına, oradan da Akdeniz’e ulaştığını görüyoruz. Ancak bu yolculuğun çok kolay kat edildiğini söylemek mümkün değil. Çünkü limon, doğası gereği kolayca intibak sağlayan ve her türlü iklimde yetişen bir ağaç değil. Limon Akdeniz’e İslamiyet’le birlikte geliyor. Onuncu yüzyıl ve on ikinci yüzyıl arası İbni Sina’nın ve Selahaddin’in limondan söz ettiğine dair kanıtlar mevcut. On dördüncü yüzyılda Mısır’da limon suyu ve bal karıştırılarak bir çeşit içecek elde ediliyor. Buna ağaçkavunu yaprağı, nane ve karabiber eklendiğinde ise biraz daha varlıklı sofraların sürahilerini süslüyor. 
Ancak limonatanın bildiğimiz hali ile ortaya çıkışı Ortaçağ döneminde Yahudi topluluğun mutfağından ‘qatarmizat’ adı ile oluyor. Akdeniz dünyası ise bir yüzyıl sonra limonatayı tedavi amaçlı, büyü amaçlı ve zenginlik işareti olarak kullanmaya başlıyor. 
Benim limona tariflerim için
tıkkkkkkk
tıkkkk
ve
Tıkkkkkk-Portakallı Limonata
Mutlu Bir Hafta Sonu Olsun!!!

NARIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR



Narın Faydalarını Saymakla Bitiremiyor Uzmanlar...

* Bağışıklık sistemini güçlendirir, hastalıklara karşı korur.
* Kalbi korur, çarpıntıya iyi gelir.
* Damar tıkanıklığını önler.
* Tansiyonu düşürür.
* Kolesterol ve kan şekerini dengeler.
* Enerji verir, yorgunluğu giderir.
* Diş eti kanamalarına iyi gelir.
* Burun poliplerine faydalıdır.
* Tatlı nar suyu, ses kısıklığı ve zatürreye karşı faydalıdır.
* Mideyi kuvvetlendirir.
* Safra söktürür, kabızlığı giderir.
* Bağırsak parazitlerinin düşmanıdır, iyi bakterilerin artmasını sağlar.
* İshale karşı etkilidir.
* İdrar söktürücü etkisiyle toksin atılımını sağlar.
* Enfeksiyona karşı vücut direncini korur ve artırır.
* Ciltte olumlu katkısı vardır, pürüzsüz görünüm sağlar.
* Cilt enfeksiyonları, dolama, tırnak iltihabı ve cerahatli yaraların tedavisinde nar çekirdeğinin balla birlikte karıştırılarak merhem halinde tatbik edilmesi tavsiye edilir.
* Cilt ve prostat kanserine iyi gelir,
* Nar çiçeği de yaralar için şifadır. Bağırsak yara ve iltihaplarını iyileştirir.
* Dış basura karşı, ekşi nar ile sirke karışımı faydalıdır.
* Romatizma ağrıları için nar şırası şifadır.
* Nar çiçeği lapası boyun tutulmalarına iyi gelir.
* Kellik tedavisinde, ekşi nar ile zeytinyağı karışımı faydalıdır.
* Bayılmalara karşı nar şerbeti içilir.


Narın Zararları : Narın Yan Etkileri

Mide ve bağırsak hastalığı olanlar, tansiyonu çok düşük olanlar , küçük çocukların ve hamilelerin fazla tüketmemeleri tavsiye edilir.
NETTEN...

KOLAY NAR AYIKLAMA YÖNTEMİ İÇİN

BLOGGER YENİARAYÜZÜ

Blogger Yeniarayüzünün yenilenmesi farklı bir bakış açısı getirdi blog dünyasına...Benim gibi birkaç ayrı blogu olanlar (3 blogum var) için son derce kullanışlı çünkü hepsi iç içe ve düzenleme ve görüş açısı bakımından güzel...Okuma listesinin sol tarafta oluşuna alışamasam da genel anlamda uyum sağladım...Ancak en çok yorumlar kısmını beğenmedim yorumların gelip gelmediği pek anlaşılmıyor...

Arama açıklaması için daha önce şablonda düzenleme gerektiriken şimdi direk yayın sayfasında görünüyor...İstediğiniz kelimeyi yazabilirsiniz...Mesela bir tarifiniz için börek ise ( börek,peynirli börek,sarma börek v.s) açıklama getirebilirsiniz...
Robots.txt ayarları için henüz cesaretim yok,ilerleyen zamanlarda deneyeceğim...

KÖFTELİ-SALÇALI YOĞURT ÇORBASI


Hayırlı sabahlar kıymetli izleyenlerim,gününüz aydın neşeniz bol olsun...Kasım ayının son gününde karanlık soğuk bir hava hakim...Artık kış iyiden iyiye hissettiriyor kendini...Kışın soğuklarda yenilebilecek en güzel şey bir kase sıcak çorba değil midir?
Her türlü çorba çok sevilir bizim evde...
 Pratik ve lezzetli çorba tarifi arayanlar için bugün bir önerim var...
Yoğurt Çorbası...Köfteli ve Salçalı...Taze pişmiş tarhana çorbası lezzetine yakın bir lezzet...

  Malzemeler:
  • 2 kase yoğurt
  • 2-3 yemek kaşığı kadar kıyma 
  • 2 yemek kaşığı un
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 yemek kaşığı salça
  • tuz,karabiber
  • nane,pul biber
Yapılışı:

  • 2 yemek kaşığı unu  1 yemek kaşığı tereyağında kavurun...
  • Sonra salçayı ekleyerek iyice karıştırın...
  • 1,5 litre kadar soğuk suyu azar azar dökerek el çırpıcısı ile karıştırın,tuz ve biberleri atarak kaynamaya bırakın.
  • Kıymaya tuz ve karabiber ekleyerek minik köfteler yapın.
  • Kaynayan çorbaya köfteleri ilave edin...
  • Diğer tarafta yoğurdu iyece çırpın...
  • Kaynamakta olan  çorbaya yoğurdu ilave edin ve sürekli karıştırın...
  • Kaynamaya başladığında biraz daha karıştırıp,nane serperek ocağın altını kapatın...
Afiyet Olsun!!!  

İYİKİ DOĞDUN OĞLUM...

30 KASIM 2007-30 KASIM 2016
Günler su gibi akıp gidiyor ve sen çok çabuk büyüyorsun...Bu yıl artık bende varım diyor,kişiliğini konuşturuyorsun...Sünnet düğünündeki hatıra defterinin ilk sayfasını ben yazmıştım...Çok duygusal ve gurur dolu günlerdi...Rabbim seni hep doğru insanlarla karşılaştırsın ve doğru yollara çıkarsın,sen bizim değerlimizsin,seni çok seviyoruz....İyiki doğdun,iyiki bizim oğlumuz oldun....
Nice senelere hep sağlıkla,hep huzurla ulaş ....


SARI NOKTA HASTALIĞI TEDAVİSİNDE SON NOKTA-TELESKOPİK GÖZ İÇİ LENSLERİ

Hayırlı Sabahlar Kıymetli İzleyenlerim!!!
Sarı Nokta  hastalığı ile mücadele eden annem ayda bir kere göz içi enjeksiyonu yapılmakta...Tahmin edersiniz ki gözün içine iğne yapılması hiç de basit birşey değil...Amaliyathane şartlarında uygulanması ve geçici çözümler sağlaması yanında görme bozukluğu olması yaşam kalitesini düşürmekte...Buna istinaden netten yaptığım araştırma sırasında Prof.Dr.Tansu ERAKGÜN 'ün umut verici çalışmasına rastladım çok sevindim ve ülkemiz için çok faydalı olacağı kanaatindeyim....
Haberi aynen netten aldığım şekliyle yayınlıyorum...


Gözdeki "sarı nokta" tarih oluyor
Dünyada bir yıldır uygulanan göz içine prizmatik, teleskopik lens implantasyonu yöntemi, Türkiye''de ilk kez Profesör Doktor Tansu Erakgün tarafından uygulandı.


Prof.Dr. Erakgün''ün yöntemi uyguladığı krimonolog ve İngiliz Dili Edebiyatı Uzmanı Tansu Şenol, yeniden görmenin mutluluğunu doktoruna, ''Çok mutlu oldum, hayatımı geri verdi bana'' sözleriyle özetledi.

Prof. Dr. Tansu Erakgün, yöntemin halk arasında Sarı Nokta diye bilinen görme yetisinin tamamen ya da kısmen yitirildiği durumların dışında, aynı zamanda 10-20''li yaşlar arasında görülen Ştargat adlı genetik hastalıkla gece körlüğü hastalığında da kullanıldığını söyledi.

Erakgün, teleskopik göz içi lenslerin tüm dünyada yaklaşık bir yıldır uygulanan bir yöntem olduğunu belirterek "Özellikle ABD''de ve Avrupa''nın belli merkezlerinde yaygın olarak giderek kullanımı artan bir uygulamadır. Türkiye''de ise hastane bazında ilk merkeziz diyebilirim'' dedi.

Katarakt ameliyatından farksız

Prof. Erakgün, yöntemin nasıl çalıştığını şöyle anlattı: ''Bu yöntemimizin adı göz içi prizmatik, teleskopik les implantasyonu. Yani gözün içerisine bildiğimiz teleskopik merceklerin bir minyatürize edilmiş halini, şeklini gözün içine yerleştiriyoruz. Bu, katarakt ameliyatından farksız. Ancak gözün içine konulan mercekler farklı. İki mercek koymaktayız gözün içerisine. Bir tanesi çok yüksek eksi değerde, bir tanesi de çok yüksek artı değerde mercekten oluşmakta bu sistemler. 

Bir Galile teleskopu denilen yöntemle çalışmaktadır.Bu hastalıkta normalde göz içine enjeksiyonlar, yani bir takım ilaçların verilmesiyle bu hastalığın belli aşamaları tedavi edilmektedir. Ya da bazı lazer müdahalesiyle bu hastalık belli aşamalara kadar tedavi edilebilmektedir. Ancak tüm çareler tükendiğinde, bir merkezi körlükle sonuçlanmaktadır. Hasta bu durumda karşısındaki insanın yüzünü göremez,sadece çevresel görmesi vardır, gazete okuyamaz, televizyon izleyemez, karşısındakinin yüzünü tanıyamaz.''

Yöntem sarı nokta dışında da kullanılıyor

Prof. Dr. Erakgün, yöntemi sarı nokta dışında kullanılabileceği durumlar hakkında da şu bilgileri verdi:



''Sarı nokta hastalığı bu yöntemin en sık kullanılan endikasyonu olsa da, görme merkezinin doğuştan hasarlı olduğu durumlarda kullanılabilmektedir. Mesela ştargat hastalığı; onlu yaşlarda başlayıp yirmili yaşlara kadar görme merkezinde harabiyet yaratan genetik hastalıktır.

Yine gece körlüğünün bazı türlerinde, görme merkezinin etkilendiği durumlarda yine bu yöntem yeni bir görme merkezi oluşturarak, yani yeni bir sarı nokta oluşturularak fonksiyon görme yaratmaktadır. Yine görme merkezinin çeşitli darbelerle zedelendiği durumlarda, yani bu iğne batması olabilir ya da başka sebepten dolayı görme merkezinin hasarlandığı durumlarda kullanılan bir yöntemdir.''

Hastaya bu yöntemi başarıyla uyguladık

Prof. Erakgün, yöntemi uyguladığı hastası Tansu Şenol''ün de sarı nokta hastalığından muzdarip olduğunu, tüm yöntemlere karşın görme yetisini kaybettiğini dile getirdi. Prof. Erakgün şöyle konuştu: ''Hastamız sarı nokta hastalığının kanamalı tipinde olan bir hasta idi. İlerlemiş bir sarı nokta hastalığı mevcuttu. Uzun süre gözüne tedavi uygulandı. 

Göz içi enjeksiyonları, iğneler ve bir takım başka tedavilerin ardından hastaya artık herhangi bir bu hastalığın çaresi olmadığı, bu şekilde hayatını idame ettirmek zorunda olduğu söylenmiş idi. Bu yöntem geliştikten sonra bu hastamıza yaptığımız muayenede yönteme uygun olduğunu anladık ve görmesinin deneme muayenesinde hastanın görmesini tespit ettikten sonra bu yöntemi uygulamaya karar verdik.''

"Hayatımı bana geri verdi"

Yeniden yaşama döndüğünü belirten hasta Tansu Şenol da, yavaş yavaş 12-13 yıldır gözünü kaybettiğini belirterek şunları söyledi: "Bir daha da bulamayacağımı düşünüyordum. Yaşam kalitem çok düştü, okuyamaz oldum, öyle bir oldum ki tüm kitaplarımı aldım bir kütüphaneye, çünkü okuyamayacağım, bağışladım. Bilgisayarımı bir öğrenciye verdim. 

Ve sürekli eşimle yapışık kardeşler gibi gezmeye başladım. Hiçbir zaman ümidimi kaybetmedim ama.Tedavi oldum. Yapılacak her şeyi yaptık.Marsta yaşıyormuş gibi size bakıyorum yani. Biraz dumanlı şu an. Ama katarak ameliyatından sonra bir ay sonra gözlük reçetesi veriliyor. Doktorumun dediklerini yapacağım, ona çok inanıyorum. Çok mutlu oldum, yani hayatımı geri verdi bana.''

KUŞBURNU YAŞLANMAYI GECİKTİRİYOR...

Hayırlı Sabahlar Efendim!!!

Kuşburnu her derde deva deniliyor...Bizim mutfağımızda daha çok kuşburnu marmelatı tüketilir...Doğal olarak ev yapımı marmelatı kaşık kaşık yemek yerine sulandırıp,meyve suyu olarak tüketiyoruz...
 Limona göre 60 kat daha fazla C vitamini içerdiği ispatlanan kuş
burnu yaşlanmayı da geciktiriyormuş ki buda biz hanımlar için mükemmel bir alternatif...
Gümüşhane ili ile özdeşleşen kuşburnu ve özellikle marmelatı şifa kaynağı...İlimizdede bol miktarda yapılıp tüketilmekte...
Antioksidan açısından çok güçlü olduğu deneylerle ispatlanmış bir bitki olan kuşburnu, yoğun bir biçimde C vitamini içermektedir.
  • Marmelat olarak tüketildiğinde de iltihaplı rahatsızlıklara faydalıdır. Eklem, romatizma ve kireçlenme rahatsızlıklarına iyi geldiği yapılan klinik çalışmalarda görülmüştür,
  • Üst solunum yolları hastalıklarına karşı vücudun direncini arttırır. Gribal enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltır. Bunun için günde 3 tatlı kaşığı tüketilmesi önerilmektedir,
  • Eklem iltihapları ve romatizmalarına karşı kuşburnu marmelatı kullanılmaktadır,
  • Avrupa'da kuşburnu marmelatı artrit şikayetlerinin azaltılmasına karşı kullanılır. 
  • Yapılan çalışmalarda ortalama 3 hafta boyunca kuşburnu marmelatı tüketen romatizmal şikayet yaşayan hastalarının yakınmalarının yüzde 82 oranında düştüğü görülmüştür,
  • İçeriğinde bulunan parasetamol nedeniyle ağrı kesici özelliği vardır,
  • Yapılan 3 ayrı çalışmada kuşburunun osteoartirt semptomlarını azaltıcı etkisi görülmüştür,
  • Böbrek üstü bezlerinin sağlıklı çalışmasını sağlayarak, hormonal dengenin kurulmasına yardımcı olur. 


• Dokulardaki sertleşmelere ve kemik erimesine karşı tedavide,
• Ateş, genel yorgunluk sırasında ve immün sistemin güçlendirilmesinde,

• Bağırsak hastalıklarında ve ishalin önlenmesinde,
• Safra kesesi taşlarının önlenmesinde,
• Karaciğer iltihabını gidermede,
• Gözleri kuvvetlendirmede ve gece körlüğünü önlemede (göz banyosu şeklinde),
• Grip, sekresyonun azaltılmasında, solunum yolları enfeksiyonunda ve öksürük tedavisinde,
• Genel enfeksiyonlar, kabızlık, safra kesesi, böbrek ve mesane rahatsızlıklarında,
• Romatizmada ve bulaşıcı hastalıkların tedavisinde,
• Vücudun yaşlanmasını geciktirmede,
• Kemik kırılmalarında, raşitizmde, vücudun bağ dokularını güçlendirmede,
• Kavrama yeteneği ve beyin fonksiyonlarını güçlendirmede,
• Stresin azaltılmasında etkili olduğu bilinmektedir.


 Kuşburnu yağı kuşburnu bitkisinin çiçeklerinden elde edilen bir yağdır. Kuşburnu yağı A vitamini,retinol, Omega3 ve Omega 6 ihtiva eder. Kuşburnu yağı el, yüz, vücut için ideal bir yağdır ve güvenle cilde uygulanabilir. Güzellik merkezlerinde aromaterapi olarak da kullanılan bir yağdır. Kuşburnu yağı alınırken aroma olanları tercih edilmemelidir, doğal olanları alınmalıdır. Kuşburnu yağı bu zengin içeriği sayesinde cilt için iyi yağlar arasındadır.
Bu fadalı bilgiler,araştırma sonucu googleden elde edilmiştir...

GRİ KEÇE EL ÇANTASI

Epeydir ara verdiğim keçe çanta dikimine yine bir el çantasıyla başladım...
Kendime diktim bu sefer,kullanmak üzere...


Evrak Çantası,ıvır zıvır çantası ...

Kulplarınıda keçeden diktim...

Menekşelerim kışı pek bi sevdiler...
Bir iki tane daha çanta dikeceğim kısmet olursa...
Hayırlı Akşamlar herkese...
Hayırlı cumalar...

BU VATAN BAŞKA BİRŞEYE BENZEMEZ...


Evet Benim Kardeşim Bunları Yapmaz...
İçimiz yandı kaç gündür yanıyor...Gencecik, pırlanta gibi çocuklarımızı, insanlar VodafoneArena'da güvenle maç izlesinler diye nöbet tutarken kaybettik...Katledildiler alçakça...Teröre lanet olsun ki nice canlar yandığı halde daha hala devam etmekte...37 si polis 44 şehit verdik...Şehitlerimize ve acılı ailelerine rabbimden sabırlar diliyorum...Sosyal medyada öfkemi haykırıyorum kaç gündür ama hiç dindiremedim içimdeki ateşi...Yine sosyal medyada hergün paylaşım yapanlar bugünlerde pencerelerini kapattılar,15 Temmuzda yaptıkları gibi...Dillerini mühürlediler,ıvır zıvır paylaşımı yapıyorlar,abuk subuk...Takip ediyorlar ama yorum yapmıyorlar...Oysa ağaçlar kesilirken nasılda tepkililerdi...Halepte insanlık dramı yaşanırken sus pus oldular...Dini ,dili,ırkı ne olursa olsun insan öldürmek hele katletmek insanlık suçudur...Suriye'nin en kalabalık şehri olan Halep, 2012 yılından itibaren büyük çatışmalara sahne olmuş ve şehir büyük oranda tahrip edilmiştir. Amaç yönetime karşı çıkan müslüman  halkı yok etmek...Çocuklar,kadınlar herkes perişan...

"YEMİN EDERİM BİZ BİŞEY YAPMADIK "diyen yaralı kardeşini kucağında taşıyan bu Halepli çocuğun görüntüsüne hangi annenin,hangi insanın yüreği dayanır ve göz yaşlarına boğulmaz... Doğu Halep'i ele geçiren Esed rejimi güçlerinden kaçan 100.000'e yakın sivil halk 5 km2 lik  bir alana sıkıştı kaldı...Birinci Dünya Savaşının ardından dönemin güçleri, Türkiye'yi İç Anadolu'da sıkıştırarak, Sevr'de tasarladıkları bir avuç toprağa mahkum etmek istiyorlardı aynı halepte olduğu gibi...Onun için bugün birlik olma zamanı,şu parti bu parti değil,vatan,bayrak ve millet olma zamanı...Vatansız millet olamaz,başka bir vatanımız yok bizim...Batılı güçlerin oyunlarını üzerimizde oynama tasarılarına inat birlik olma zamanı,akıllı olma zamanı...Yoksa Suriye,Irak, Libya gibi perişan oluruz...Ama olmayacağız!!!
Vatanımız uğruna huzurlu yaşamak uğruna kin ve husumeti bırakıp,birlik olmalıyız...Tüm terör örgütlerine karşı Milli Seferberliliğin ilan edildiği ülkemizde uyanık olmalı,oyuna gelmemeli, gerçeklerle yüzleşmeliyiz...Şehitler Ölmez,Vatan Bölünmez deyip geçme zamanı değil artık, kısasa kısas zamanı,öç alma zamanı...Teröre destek verenleri, onları alkışlayanları,bundan rant sağlayanları ,sosyal medyada abuk subuk  zevzeklik yaparak terörü,teröristleri övüp, şehitlerimizle ,milletimizle,alay ederek küçülenleri Rabbime havale ediyorum!!!

TUNUS İŞİ BEBEK YELEĞİ


Her hafta ayrı bir olayla yudurmuzu karıştıran adı ne olursa olsun,terör,cinayet herneyse lanetliyorum ve lanetliyoruz...Hayat devam ediyor bizler bir şekilde düzeleceğini umut ediyoruz ancak şehit aileleri hergün bin kere daha ölüp diriliyor,rabbim yardımcıları olsun sabırlar versin....
Kendimizi ıvır zıvır şeylerle oyalıyoruz işte...Bu bebek yeleğini çok önce başlamıştım,hafta sonu tamamladım...
Arkadan başlayıp öne doğru gittim ve koltuk oyuntusunu da üzerinde keserek gittim,omuzlardan öne doğru dönerek,yakaya kadar her iki omuzu indirdim sonra hepsini birleştirerek tamamladım...
Kenarlarınıda aynı şiş ile birleştirdim ve üzerine düğmeler diktim...
Yaka ve kol oyuntularını özellikle daha kullanışlı olsun diye derin yaptım...
Daha önce yaptığım bir örnekti...Açıklaması;
  • Baştan 2 ilmeği normal ör ,1 sar,2 ilmeği beraber al,1 sar şeklinde sıra sonuna kadar git,
  • Sonra ilmekleri kapatarak tekrar başa dön...
  • Yine 2 ilmeği (hep sabit) normal ör,1 sar,sonra üstte kalan ilmekle alttaki ilmeği birlikte al
  • Hep bu şeklide ilerle...


Farklı renk düğme ile veya elde iple yapılacak düğmeler ile de tamamlanabilirdi...
Benim düğme kutumda bunlar vardı,böyle bir yelek çıktı ortaya...
Elde düğme yapmak isterseniz tıkkkkkk

Daha önce  aynı örnekten ördüğüm pudra rengi hırka için tıkkkkk, hardal rengi yelek için tıkkkkk  
Tüm Tunus İşi Etiketim İçin Tıkkkkkk  
Yapmak isteyenlere kolay gelsin...

KEÇİBOYNUZU VE KEÇİBOYNUZU PEKMEZİ

Hayırlı Cumalar Kıymetli Dostlar!!!
Cumanız Mübarek Olsun!!!
Tüm hastalıkların çaresi yine hasatalıkları veren rabbimin yarattığı şifalı bitki ve yiyeceklerde saklı...Şükürler olsun...Allerjik Rinit ve zaman zaman Allerjik Astımla mücadele ediyorum taki 30 senedir...Çeşitli ilaçlar,bitkisel kürler derken oğlumda da bu sene başladı öksürükle...Her ne kadar ilaç kullansak da konu evlat olunca doğal şeylere yöneliyorsunuz ister istemez...Kendim daha önce bir iki sefer kullandım ama tadı pek hoşuma gitmediğinden devam etmedim...
Ancak hunnap ile tanışınca fikrim değişti...
Eczaneden aldım bu pekmezi ...Tahta kaşık dışında kaşık kullanılmıyor...Tadını oğlum da bende çok beğendik...Bir haftadır kullanıyoruz,gayet iyi geldi diyebilirim...
Hal böyle olunca netten de araştırdım ve faydalarını yazdım...Mutlaka kullanılmalı...Ancak biz sadece sabah kahvaltı arasında içiyoruz daha etkili oluyormuş...Özellikle çocuklara sabah bir kere verilmeliymiş...
Yinede şifa Allahtan....
Faydaları saymakla bitmeyen keçiboynuzu için;
Keçiboynuzunun faydaları , Akdeniz Bölgesinde yaygın bir şekilde yetiştirilen adeta enerji deposu bitkilerden biridir. Taze olarak tüketildiğinde oldukça tatlıdır. Çünkü içerisinde şeker tadında bir sıvı bulunmaktadır. Karbonhidrat, yağlar, sodyum, A ve C vitamini bakımından oldukça zengindir. İçeriğinde bulunan vitamin ve mineraller sayesinde sağlığa ciddi anlamda katkıda bulunur.
Keçiboynuzu daha çok kış aylarında farklı versiyonlar ile tüketilmektedir. Kış aylarında daha yaygın bir şekilde ortaya çıkan astım ve bronşit gibi hastalıkları tedavi ettiği düşünülmektedir. Ayrıca üst solunum yolu hastalıklarına karşı da etkili bir bitkidir. İçeriğinde yer alan antioksidanlar sayesinde sağlık için geniş bir yelpazede faydalı olmaktadır.
Keçiboynuzu Kolesterole İyi Gelir: Yapılan araştırma sonuçlarına göre keçiboynuzunun kolesterole karşı iyi geldiği kanıtlanmıştır. İçeriğinde yer alan lif ve diğer yararlı içerikler kötü kolesterolü azaltıcı etkiye sahiptir.
Keçiboynuzu Sindirim Sistemine Karşı İyi Gelir: İçeriğinde yer alan Beta-karoten adlı madde sayesinde keçiboynuzu vücuttaki serbest radikaller ile mücadele eder. İçeriğinde yer alan lifler mide sağlığını olumlu yönde etkiler. Midenin daha aktif ve fonksiyonel çalışmasını sağlar. Ayrıca mideyi hastalıklara karşı korur.
Keçiboynuzu İshale Karşı İyi Gelir: Sindirim sistemi dostu olan keçiboynuzu sindirim sistemi ile alakalı gelişen hastalıklara karşı iyi gelir. Özellikle ishale karşı oldukça faydalıdır. Uzmanlar keçiboynuzunun ishale anlık etki gösterdiğini savunmaktadır.
Keçiboynuzu Akciğer Kanserinden Korur: Keçiboynuzunun bilindik en önemli faydalarından biri vücudu akciğer kanserine karşı korumasıdır. Antioksidan etkisi ile akciğer kanserine yol açan faktörleri en aza indirir.
Hasarlı Hücreleri Onarır: Sağlık için birçok faydası olan ancak hücre onarıcı etkisi olmayan bitkilere nazaran keçiboynuzunun bu alanda inanılmaz faydası vardır. Hasarlı hücreleri onararak fonksiyonel olarak görevlerini yerine getirmesini sağlar.
Alerjik Hastalıklara Karşı İyi Gelir: Antialerjik ve antibakteriyel etkisi ile alerji nedeniyle ortaya çıkan hastalıklara karşı iyi gelir. Solunum yollarında ortaya çıkan zararlı bakteriler ve soğuk havalarda oluşan salgınlara karşı iyi gelir.
Bronşit Ve Astıma Karşı İyi Gelir: Keçiboynuzu astım nedeniyle ortaya çıkan atakların hafif geçirilmesine ve bronşite karşı faydalı bitkilerden biridir. Solunum yollarında ortaya çıkan tıkanıklıklara karşı iyi gelir. Özellikle çocuklarda kullanıldığı zaman daha etkili olur.
Gribe Karşı İyi Gelir: İçeriğinde yer alan antioksidan keçiboynuzuna doğal bir antibiyotik etkisi katmaktadır. Soğuk havalarda daha sık karşılaşılan gribe yol açan virüsleri yok edici etkisi bulunmaktadır.
Öksürüğe Karşı İyi Gelir: Keçiboynuzu kaynatılarak suyu içilirse inatçı öksürüğe karşı çözüm olabilir. Öksürüğe neden olan serbest radikaller ile mücadele ederek enfeksiyonları yok eder.
Kalp Ve Damar Hastalıklarına Karşı İyi Gelir: Keçiboynuzu kalp ve damar hastalıklarına karşı korunabilmek için nadir bitkilerden biridir. Kanı temizler, damar sıkışmasına yol açabilecek faktörleri ortadan kaldırır.
Cinsel Gücü Arttırır: Adeta bir enerji deposu olan keçiboynuzu cinsel gücü arttırıcı etki yaratır. İktidarsızlığa karşı iyi gelen keçiboynuzu erkeklerde sperm arttırıcı etki yaratır.
Kemik Erimesine Karşı İyi Gelir: Ciddi hastalıklardan biri olan kemik erimesine karşı düzenli keçiboynuzu tüketildiğinde kemik sağlığı ciddi anlamda korunabilir. İçeriğinde yer alan kalsiyum kemiklerin yanı sıra diş sağlığı için de önemlidir. Özellikle çocukların sağlıklı bir iskelet sistemine sahip olmalarına yardımcı olurken yetişkinleri kemik hastalıklarına karşı korur.
Mideye İyi Gelir: İçeriğinde yer alan lifler sindirim sistemini genel anlamda korur. Lif içerikli bitkiler mide sağlığı içinde önemli rol oynar. Mideyi güçlendirir, şişkinliği azaltır.


Özellikle solunum yolları hastalıklarının çok olduğu bu soğuk havalarda tüketmek lazım diye düşünüyorum...
Selametle ve Sağlıkla Kalın....

TIĞ İŞİ KLOZET TAKIMI

Tığ İşi Klozet Takımı Annemin El Emeği...
Nako Bon Bon Lif İpi (Mor) ile Nako Astra (Pembe-Krem)İp kullandı...İkili trabzan ile parça parça örüp birleştirdi...
Annemin evinde bu renkler hakim zaten,banyosuda öyle...
 Genellikle Brezilyalı hanımların sıkça ördüğü kolozet takımlarına benzedi...
Tamamen doğaçlama ile oluşturmuş... 

Alt kısmına halı kaydırmaz dikecek...

İşlemesi de ona ait....
Kenarlarına elinde var olan krem rengi fisto dikti....

Aslında ufak bir paspas örmek üzere yola çıkmıştı ancak kocaman bir klozet takımı oldu...
Ben çok beğendim...
Ellerine sağlık olsun.... 

Viewing all 568 articles
Browse latest View live