Quantcast
Channel: TATESAL
Viewing all 568 articles
Browse latest View live

GEÇİŞLİ HIRKA YAPIMI

$
0
0
Tülin İRİŞ 'in Nurselin evi Programındaki açıklaması ile Geçişli Hırka Modelini kızım kendisine ördü...Burada
Alize Angora Batik İp ile 2 farklı model anlatmıştı Tülin İRİŞ... Kızım resimde görülen sağdaki hırkayı uyguladı ve boyunu biraz daha kısalttı...
Kızım Tuğçe  bu modeli tercih etti...
Yapılışı;

5 Yumak Simli Batik Angora İplik, 4 Yumak Simli Angora İplik Ve 7 Numara Şiş Gerekmektedir.
Simli Batik Angora İplik 4 Kat Yapılır Ve Ön İçin 45 İlmek Başlanır.
İlmekler Tekli Pirinç Olarak Örülür.(Tuğçe simli değil normal angora batik ip kullandı...
Tekli Pirinç Örgü Yapımı;
1. Sıra: İlmekler 1 Ters, 1 Düz Olarak Örülür.
2. Sıra: Düz İlmeklerin Üstüne Ters, Ters İlmeklerin Üstüne Düz Örgü Olarak Örülür.
4 Kat Simli Batik Angora İplikle 30 Cm Örülür.
İstenilen 1 Kat Simli Batik Angora İplik Koparılır Onun Yerine Simli Düz Renk Angora İplik Bağlanır.
3 Kat Simli Batik Angora İplik, 1 Kat Simli Düz Renk Angora İplikle (Toplam 4 Kat) Örülmeye Devam Edilir.
Bu Şekilde 5 Cm Örülür
İstenilen 1 Kat Simli Batik Angora İplik Koparılır Onun Yerine Simli Düz Renk Angora İplik Bağlanır. 2 Kat Simli Batik Angora İplik, 2 Kat Simli Düz Renk Angora İplikle (Toplam 4 Kat) Örülmeye Devam Edilir. Bu Şekilde 5 Cm Örülür. İstenilen 1 Kat Simli Batik Angora İplik Koparılır Onun Yerine Simli Düz Renk Angora İplik Bağlanır.
1 Kat Simli Batik Angora İplik, 3 Kat Simli Düz Renk Angora İplikle (Toplam 4 Kat) Örülmeye Devam Edilir
Bu Şekilde 5 Cm Örülür.
İstenilen 1 Kat Simli Batik Angora İplik Koparılır Onun Yerine Simli Düz Renk Angora İplik Bağlanır. 4 Kat Simli Düz Renk Angora İplikle (Toplam 4 Kat) Örülmeye Devam Edilir. Örgünün Geri Kalan Kısmı Bu Şekilde Örülmeye Devam Edilir.


Tuğçe bebek beklediği için hırka bu şekilde duruyor... 
Daha sonra önüne çoban düğmesi dikmeyi düşünüyor...

Pirinç örgünün yakından görünüşü bu şekilde...
Yapacak olanlara kolay gelsin...

ÇİFT UÇLU TUNUS İŞİ TIĞLA İKİ RENKLİ ŞAPKA

$
0
0
2017 yi de bitirmek üzereyiz artık,son hafta,geri sayım başladı...2018 herkes için hayırlı olsun,sağlık,huzur,başarı,bereket getirsin...
Kötü niyetli insanlardan,savaşlardan uzak olsun,ülkemizin üzerinde oynanan oyunlara fırsat vermesin yaradan...
Herşey güzel olsun,en çok da sağlık ve huzur olsun...
Geçen kış örüp te bir kenara koyduğum,bakalım kime kısmet olacak dediğim tunus işi şapka geçen hafta annemin hemşiresine nasip oldu...Üstelik aranan renkte ve boyutta olması beni çok mutlu etti...Güle güle kullansın Bahar...Kısmetten ötesi yok derler ya,gerçekten birşey nasipse eğer gidip sahibini buluyor,kısmet değilse ne yaparsan yap olmuyor...
İki uçlu tunus tığı ile örmüştüm...Daha önce farklı renklerde kuzenimin kızı Derine ördüğüm şapka gibi iki taraflı örülüyor...Derinin şapkası için tıkkkkk 
İçi siyah,dışı pudra rengi... 
Pudra rengi ipim küçük kızıma ördüğüm Tunus işi hırkadan artmıştı...Tunus işi pudra rengi hırka için tıkkkkkkk 
İpimiz Alize Süperlana... 
5 numara iki uçlu tunus tığı kullanarak ördüm...
Her iki renkten de bir yumak alınca fazla geliyor,evde artmış yünlerinizle de örebilirsiniz...
Örmek isteyenlere kolay gelsin...

KULAKLI ÇİZGİLİ BERE

$
0
0
Daha önce ördüğüm Örgü Bebek Tulumundan artan ipi değerlendirdim ve krem rengi iple çizgili bebek beresi ördüm....Örgü Bebek Tulumu için tıkkkkkkkk 
 İpim Himalaya Everyday Superlux ..
Büklümlü bir ip olduğundan pek düzgün görünmüyor...
Krem rengi ip Kartopu... 

Berenin örülüşü çok kolay,yukarıdaki kolajda olduğu gibi...
İstediğiniz boyutta her yaş aralığına uygulayabilirsiniz.... 
Ben bebişimize ördüm... 
Tulumuyla takım oldu... 

Güle güle kullansın... 
Şen ve Esen Kalın....

ALİZE WOOL MOTİF İLE ERKEK ÇOCUK SÜVETERİ

$
0
0
Günaydın,Hayırlı Sabahlar Kıymetli Takipçilerim....
Ocak ayının 2. haftasından selamlar
Alize Wool Motif ile oğluma ördüğüm süveteri nihayet bitirdim...Bayağı büyük oldu ama çabuk büyüyor çocuklar...Yakasının bu şekilde olmasını istedi oğlum,artık kıyafet tercihlerini ifade ediyor,delikanlı olma yolunda... 
3,5 adet ip  ve 5 numara şiş kullandım...
Kol lastiklerini üzerinde ördüm ,bedenden keserek...
Mesela 8 adet ilmeği lastik olarak ördükten sonra   3 adet ilmeği birlikte aldım ve 2 şer 2 şer kesilmiş oldu...Diğer tarafa geçince önce 3 adet kestim ( ilmekleri sola doğru bükerek )...sonra 8 adet lastik ördüm... 
Örmesi çok zevkli kalın bir ip...
Ve motiflerin kendiliğinden oluşması ayrıca güzel... 
Yakasını sonradan ilmek toplayarak misinalı şiş ile ördüm...
Orta kısmındaki ilmeklerden 3 adedini bir aldım ve V oluşmasını sağladım... 
Büyük kızımın üniversitede okurken bir anneler gününde bana yolladığı ve çok çok sevdiğim biblolarımla örgümün rengi uyum sağlayınca foto çekmeden duramadım... 

Bu tarz örgüleri oğlum çok seviyor ve kışın evde çok kullanıyor...Güle güle kullansın Kerem ve yapacak olanlara da tavsiyemdir,çok kolay ve farklı renk seçenekleri ile çeşit çeşit örebilirsiniz...
Şen ve Esen Kalın....

FULAR KENARI İĞNE OYASI ZÜRAFA - KENAR KIVIRMA

$
0
0
Ufak tefek iğne oyası teknikleri bilsemde pek yapmadığım işler arasındadır ama arkadaşımın kumaş dükkanında görüp aldığım dikdörtgen uzun fularlık parçayı kullanmak üzere kendim yapmak istedim...
Domino ip ile zürafa yaptım...
Aslında çok zevkli yapılıyor ...
Kenarını bu şekilde kıvırdım ve severek kullanıyorum...
İğne oyası yapmak zor görünsede her ilmekle beraber stresi yok ediyor...Tabiki seven için...
Annemin iğne oyalarının yanında lafı bile olmaz bu fuların,ama bir iş başarmanın verdiği sevinçle paylaşnak istedim...Çok oldu bitireli ama ancak sıra geldi...
Şen ve Esen Kalın...

ALİZE ŞEKERİM JUNİOR İLE BEBEK SÜVETERİ

$
0
0
Ey gönül Olmadı mı “nasip değilmiş” de,talip ol rızaya Tevekkül et,kaderi gör, Aşkla yönel yüce Mevlâya. 
Hayırlı Cumalar Sayfamı Ziyaret Eden Tüm İzleyenlere...
Cumanız mübarek,işleriniz hayırlı,yuvanız huzurlu,keseniz bereketli olsun...
Tuğçenin yeni doğacak bebeğine ördüğü süveterle geldim bugün...Kızımın ellerine sağlık,çok cici oldu...Elişleri konusunda Tuğçe tamamen bana çekmiş...Oda çok seviyor .
Kereme ördüğüm süveter ile aynı model...tıkkkkkk
İp Alize Şekerim Junior...4 nuçara şiş...
İpin renkleri ve deseni çok güzel,çocuklar için tasarlanmış bir çok renk seçeneğiyle harika...
Yakası bedenle birlikte örüldü...
Erkek çocuklar için ideal bir model...
Güle güle kullansın bebeğimiz inşallah...

ALİZE ASTRAKHAN İLE ÇİZGİLİ KISA YELEK

$
0
0
Küçük kızıma ördüğüm kısa yelek ile geldim bugün...
Geçen hafta geldiğinde bitirip,diktim ve çok beğendi alıp gitti...


Böyle bir yelek görmüştüm ve elimdede Alize Astrakhan iplerim vardı,kızıma attım çok beğendi bende hemen 2-3 gecede örüp bitirdim...

Alize-Astrakhan Siyah ve Krem...
Şiş numaram 5... 

46 ilmek ile önleri başladım, 3 sıra lastik ördüm kıvrılmasın diye...
Sonra kol için 4+3+2 kestim ve yaka içinde 8+4+3 ...

Bitince hemen giydirip fotolarını çektim....
Ön patlarına lastik örmedim,ip değişiminden dolayı kıvrılma olmadı... 
Arkayı da 80 ilmek başladım... 
Yumuşacık,pufur pufur bir yelek oldu...


Daha önemlisi onun sevmesi...
Güle güle giyinsin...
Daha önce ördüğüm Tunus işi hırka için tıkkkkk

ALİZE WOOL-MOTİF İLE ERKEK ÇOCUK BERESİ

$
0
0
Oğluma daha önce ördüğüm süveterden artan ipten birde bere ördüm...
Süveter için tıkkkkkk ...İp kendinden motifli...
Ben kendimce ayarladım ölçüleri...
İstediğiniz kadar ilmek atın (ben 85 ilmek attım) ve 8 cm lastik örün...Sonra düz örgüye geçerken 4 ilmek örüp 5. ilmekte 1 ilmek artırın...Daha sonra 15 cm örün  (aralara ben haroşa koydum 4 er sıra) ve lastikten itibaren 22-23 cm olduğunda kesme işlemine başlayın...Kesme işlemini Selma Tozandan sordum,sağolsun yazmış bana instagramdan...
  • 5 ör 1 kes-3 sıra ör 
  • 4 ör 1 kes-1 sıra ör
  • 1 ör 1 kes-1 sıra ör
  • ilmekleri 2 şer 2 şer al-1 sıra ör
  • ilmekleri üçer üçer al yani kes-1 sıra ör
  • ve kalan ilmekleri topla
Bereyi kenarından diktikten sonra ponpon yaptım ...
Ponponu da iğneyle sabitledim...
Lastik kısmından katlanarak veya açık şekilde kullanılabilir...

Süveteriyle takım oldu oğlum güle güle kullansın...
Sömestr tatilini kayak yaparak değerlendiriyor Kerem...
Bir dönemin yorgunluğunu bu şekilde atıyor,gerçi sayılı günler kaldı haftaya yine yoğun tempo devam...
Asıl yoğun tempo benim içinde başlayacak Şubat 15 den sonra torunumuz doğacak inşallah...
Heyecan dorukta,kendi çocuklarımda bu kadar heyecan yapmamıştım sanırım,sağlıkla huzurla gelsin,mutluluk getirsin Göktuğ...

GÖKTUĞA 2 KALA

$
0
0

"Evlat neydi tam olarak; Korktuğun yer, canının en tatlı yeri.. Baktığın gözün, tuttuğun ellerin, yürüdüğün ayakların, yemeğin, suyun, nefesin ona gelmesin bana gelsin tüm acılar dediğin tek varlık..."


Kendine kıydığın evladına kıyamadığın ne çok anlar var...
Büyük kızım Tuğçe ilk heyecanı yaşadığım evladım şimdi kendisi anne olacak inşallah...2 Gün kaldı...
Kendi çocuklarımda bu kadar heyecanlı değildim ama kızım için endişeliyim torunum geleceği için heyecanlıyım hemde çok...Torun kelimesi çok yabancı bana ama Göktuğun yüzünü görünce değişecektir sanırım...Anneanne denilince annemin yüzüne bakıyorum hep...

Göktuğ için hazırlıklarımızı tamamladık,heyecanla bekliyoruz...
Teyzesi Ankaradan gelecek yarın,dayısı pek belli etmesede heyecanlı,büyük anneannesi sevinçli...
Dedesi de pek duygularını belli etmiyor...Herkes arıyor soruyor sağolsunlar,heyecanla bekleyen akrabalarım ve yakın dostlarım var çok şükür,dostlarımız...






Odası hazır paşamızın...
Dolapları dolu...
Ana oğul karnında son iki günleri...
Sağlıkla sıhhatle huzurla gelsin yavrumuz inşallah...

Annesi fotoğraf çekimi için bunları ördü...
Daha neler neler örüldü Göktuğa...
Güle güle kullansın kuzum...
Bende hastane süslemelerini kendim yaptım...
Şu durumda pek birşey belli değil ama aşağıdaki resimlere bakarak anlayabilirsiniz...Bebek küvezinin etrafına ve anne yatağına geçecek bunlar...İnşallah hastaneye gidip süsledikten sonra da fotoğraflıyacağım...


İlimizdeki Organizasyoncular istediğim gibi yapamadıkları için kendim uğraştım diktim,ayarladım...
Takı yastığı v.s hazır aldım..."HOŞGELDİN GÖKTUĞ" kapı süsünü annesi yaptırdı...






Hazır mika çıkıp takılabilen bardaklarımızı böyle süsledik,arka kısmına minik çiçeklerde ekledim sonradan ama çekmemişim fotolarını...Hastaneye gelen misafirlerimize mavi renkli lohusa şerbeti ikram edeceğiz...Bu akşam kaynatacağım şerbetimizi...
Hastane için mavi nevresim takımı diktirdim...
Bebek Şekeri Sepetini ben süsledim daha önce burada yayınlamıştım...
İçine misafirlerimize dağıtmak üzere bebek şekerleri yerleştireceğiz...
Masamızı süslemek için pon ponlar yaptım...
Kızımda şerbet sebili aldı,mavi lohusa şerbetimizi koyup dağıtacağız...Hastane odası kapısını da tül ve ponponlarla süsleyeceğim...





Zevkle severek hazırladım hepsini...
Göktuğun anne ve babası zevklerine göre bebek çikolatası yaptırdılar gördüğünüz jardinyerin içine yerleştireceğiz...
Birçok şey aldık Göktuğ için ve bir o kadar da hediye geldi,bebek kıyafetleri örgüler...Babaannesi de çok güzel şeyler almış hem Göktuğa hem gelinine sağolsun...Ben onları fotoğraflayamadım...Elimde olanlar aşağıda...



Teyzemin hazırlayıp gönderdikleri...
Benim aldıklarımın bir kısmı...
Örgü oyuncağımızı örgüoyuncakcınine Neşe Ablam  göndermişti kaç sene önce Kereme,sağolsun ellerine sağlık olsun buradan selamlar...Diğer örgüler benden...


Annesi bu güzel kitap-defteri almış,büyüdükçe kaydedecek...
Bu uyku tulumu dolabındaki birçok şeyden biri,çok severek aldım...
Süslediğim sepete yerleştirmek ve dağıtmak üzere 2 çeşit bebek şekeri yaptırdım...
Biri bu biberonlar...


İçlerine badem şekeri yerine Elitin bu ekose desenli şekerlerinden arayıp buldum ve yerleştirdim...
Çok zevkli uğraşlar...
Kavanozları Karacadan aldım,içlerine minik kurabiyeler yerleştirmek üzere...
Diğer bebek şekerimiz kadife çerçeve...
Herkes istediği resmi yerleştirsin artık...Bizde miniğimizin resmini koyacağız...
Buzdolabımın üzerinde yeri hazırlandı bile...
Bunları seçerken çok uzun bir süreçten geçtik Tuğçeyle,o mu bu mu şu mu diye ama karar verdik sonunda...
Çerçevemiz ayaklı ister ayağını takıp bir yere koyabilirsiniz isterseniz ayağını çıkarıp buzdolabına yapıştırabilirsiniz...
Biz çok sevdik bu magneti...
Kolonya şişesini süslemeden olmazdı en son geçen hafta sonu yani aklıma geldi ve hemen süsledim...
Hastaneye götürmek üzere birçok çanta ve poşetimiz var teyzesinin odasında...Son akşam arabaya yerleştireceğim...
Geçen hafta sonu yaptığım hazırlıklarımdan biri de minik kurabiyelerdi...Tuğçe ay ve yıldız şeklinde tuzlu kurabiyeleri yaptı bende fındıklı-vanilyalı ve kakaolu-tarçınlı tatlı kurabiyeleri...Daha önceden dolmalar,börekler hazırladık dondurucuya...Telaş olur yapamayız diye...






Tüm hazırlıklarımız tamam,Cuma günü 16 Şubat 2018 de minik Göktuğumuzu bekliyoruz...
Sağlıkla huzurla gelsin miniğimiz...
Dualarınızı eksik etmeyin...
Şen ve Esen Kalın....

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!!!

$
0
0
AİD EL KARNİ ne güzel söylemiş...herşey kadınla başlıyor ve kadınla bitiyor,kadın güzelleştiriyor dünyayı,incelik ve estetik sağlıyor... 
Kadınlar size Allahın emanetidir diyen 7 cihan serveri Hz. Muhammet (s.a.v) İslamda kadına verilen değeri anlatıyor...
Bu günde aslında ben Kadına değer veren, onu yücelten, toplumda saygınlık kazanmasını destekleyen tüm erkekleri kutluyorum....

GÖKTUĞ BUGÜN 26 GÜNLÜK OLDU

$
0
0
Herşeyin İlki bir başka...İlk heyecan ilk bekleyiş,ilk nefes...
Evlat başka bir nefes tabiki...O doğuma giderken onu beklerken canımdan can gitti sanki...3 çocuğum oldu bu kadar heyecen yaşamadım,evladının canı sözkonusu olunca başkaymış,bir hafta kala uykularım kaçtı,son gece hiç uyumadım...
Sabah son hazırlıklar tamamlandı,heyecan dorukta...
Asansörle ailece amaliyathaneye iniyoruz...
Küçük kızım o kadar çok istediği halde o gece uçağı kaçırdığı için doğum saatine yetişemedi, yeniden bilet alıp, öğleden sonra gelebildi...Eşim,dünürüm,damadımızın halası ve ben...
Tuğçeyi amaliyathaneye uğurladıktan sonra büyük bir hızla bizde hastane odasını süsleme geçtik...
Kapıdan başladık en önce...Daha önceden hepsini dikip hazırladım...Kapının dıştan ve içten görüntüsü...Misafir odası olan dubble oda seçmiştik,Tuğçenin odasından değil diğer kapıdan giriş çıkış yapıldı,çok rahat ettik...
Organizasyon işiyle uğraşan biriyle konuştum tüle balon bağlıyacakmış falan filan diyince ben kendim hazırlamak istedim...Tülden ponponlar hazırladım...
Bebek küvezinin etrafına ve anne yatağının altbaşlıpına...
Saten çizgili kurdela üzerine tülü büzüp diktim...
Takı yastığı ve diğer süslemeler...
Misafirlerimize ikram etmek üzere şerbet kaynattım...Şerbet Sebilimize koyduk...Bildiğimiz kırmızı lohusa şekerinin mavisi çıkmış şimdi erkek çocuklar için...Şerbeti kaynatırken içine tarçın,zencefil,karanfil ve şeker ilave ettim...O nedenle rengi su yeşili oldu ama tadı harikaydı...Sadece  kızamık şekerini kaynatınca tadı güzel olmuyor...
Şerbeti ikram etmek için mika çıkıp takılan yıkanabilir bardaklar hazırladım...Ayrıca sebilimizin takımı (Madamcoco) bardaklarımızı da kullandık...
Babası Hoşgeldin Göktuğ yazılı çikolatalarını aldı...
Annesi ve ben de kurabiyeler hazırladık...
Ve şekerler aldık...
Hastanede ve evde dağıtmak üzere magnetler aldık...
Ayak şeklinde kadife çerçeve ve biberon...
Biberonların içine ekose mavi şekerler yerleştirdik...


Annesi Truflar hazırladı gelen misafirlerimize ikram ettik,kurabiyelerle birlikte...
Büyük anneannesinin çikolata sepeti...
Miniğimiz geldi,hepimizi çok mutlu etti...
Sağlıkla,huzurla , analı-babalı büyüsün...
Rabbim herkese yaşatsın bu güzel duyguları...
Annesinin babasının biriciği Göktuğumuzu görmek için  sevenlerimiz  dost ve akrabalarımız   hastanede ve evde bizleri yalnız bırakmadılar...Herkese sonsuz teşekkürler ediyoruz...

Teyzesi,dayısı çok mutlu oldular...
Benim oğlum küçük dayı oldu...
Ablası amaliyat oldu diye çok üzüldü...
Yardımcı olmaya çalıştı,okuldan aradı anne ablam nasıl,benide alın okuldan hastaneye gelmek istiyorum diye...
Tarifi mümkün olmayan sevgi seli yaşarken...
Ailemiz Genişliyor..
İki dedesi Göktuğla...
İki ninesi Göktuğla...
Büyükanneannesi Göktuğla...
Küçük erkek kardeşim,annem,Göktuğ ve Ben...
Kardeşim bize süpriz yaparak Bursadan uçakla akşamdan anneme gelmiş ve hiç haberimiz olmadı...
Sabah Tuğçe doğuma girip de bebek çıkınca annemi aradım ve bebek doğdu,Tuğçeyi bekliyoruz dedim,oda geliyorum dedi...10 dakika sonra annemde amaliyathanenin koridorunda belirdi...Yanındakini kardeşime benzettim ama hiç ihtimal vermedim...Biraz daha yaklaştıklarında benden 11 yaş küçük olan ilk evladım gibi sevdiğim Türker olduğunu anlayınca koşarak boynuna sarıldım...Sevinç ve gözyaşı birbirine karıştı o an,baktım ki herkes benimle birlikte ağlıyor...Bizi çok mutlu etti gerçekten...Tuğçe amaliyattan çıkıp da dayısını görünce birde o başladı ağlamaya dayımmm gelmişşş diyerek...Rabbim herkesi sevdikleriyle buluştursun...Hem bizi hemde annemi sevindirdi..

Eve geldikten sonra masanın üzerini ikramlıklarla,

Konsolun üstünüde hediye gelen çiçeklerle süsledik...
Yine mavi şerbetimizden ikram ettik...
Oğlumuza sağlıkla ve huzurla geçireceği hayırlı bir ömür diliyoruz...Babasının annesine yaptırdığı çiçek yatak odasını süslüyor...
Kendi odasına geçeceği günlerde gelecek inşallah...
İyiki Doğdun Göktuğ,Hoşgeldin...
Çalışan bir anneanne olarak 15 gün yıllık iznimden aldım bebekle,kızımla,misafirlerimizle ilgilendim ama yettimi yetmedi...Bugün Göktuğ 26 günlük ve Gaz sancısıyla mücadele ediyor...Kızım ve damadımda zor günler geçiriyor haliyle...Oğlumu büyütürken bende aynı sıkıntıları yaşamış ve kimyondan yardım almıştım...İlaç,damla, o , bu,şu derken artık direk anne sütüne bir çimdik kimyon atıp içirmeye başladık,sanki faydası oluyor gibi...
10 yıl önce Keremi büyütürken yazdığım ve daha sonra en çok tıklanan ve yorum alan "Gaz Sorunu Olan Bebeklere Kimyon" başlıklı yazım ve o günlerde hissettiklerim için 

DİNİMİZDE LOHUSALIKTA 40 UÇURMAK - YARI KIRK UÇURMAK HALLERİ

$
0
0

Kırk çıkarma nedir dinimizde yeri varmıdır ?
Lohusalıkla ilgili ülkemizde yer etmiş çok sayıda adet mevcut. Bu adetlerin bir kısmı annenin sağlığı açısından faydalı olsa da birçoğu hurafeden öteye geçemiyor. Bunların başında da yeni doğum yapmış annenin ve bebeğinin 40 gün evden dışarı çıkmamaları geliyor. İşte bu noktada adetler ve toplumda yer edinmiş inanışlar karşımıza çıkıyor. Dine mal edilen ancak dini hiçbir geçerliliği olmayan Al basması, lohusa ve bebeğin kırk gün boyunca hiç dışarıya çıkmaması, bebeğin üç ezan boyunca emzirilmemesi, yine bebeğin kırkı çıkmadan tırnaklarının kesilmemesi, kesilmesi durumunda ya arsız ya da hırsız olacağına inanılması gibi inanışlar ve uygulamaların dinimizde yeri yoktur. Bu konuda ne bir ayet ne de bir hadis mevcut değildir. 
*Bazı yerlerde bebek doğduktan sonra anneye bebeğini üç ezan süresince emzirmemesi söylenir. Bunun sonucunda bebek 9-12 saat aç kalacak demektir. Oysa bebeğin Hipoglisemi’ye girmemesi için doğar doğmaz emzirilmesi şarttır.

*Anneye Al basması olmasın diye altın takılır, kırmızı bezler bağlanır. Bunun zararı yoktur ama son derece gereksizdir. Al basması denilen durumun tıptaki karşılığı lohusa humması adı verilen mikrobik bir durumdur. Antibiyotikler sayesinde son yıllarda neredeyse hiç görülmemektedir.

*Yine bazı yerlerde geleneğe bağlı olarak ilk süt yani adına ağız sütü denilen kolostrum bebeğe verilmeden toprağa atılır. Bunun bereketi artıracağına inanılır. Oysa bu ağız sütünün çok güçlü antioksidanlar içerdiği ve bebekler için inanılmaz bir koruyucu olduğu tıbben kanıtlanmış durumda.
Bir de kırk uçurmak denilen kırk çıkarma durumu var. Kırk uçurmak ve kırklamak ise eski bir şaman geleneğidir. 
Göktürk uygarlığında bazı kırk çıkartma törenlerinde güneş ve ayı sembolize eden semboller ve 40 taş kullanılırdı. Bu gelenek o günlerden bugüne taşınmış ve bazı bölgelerimizde sanki dini bir gelenekmiş gibi kabul edilmiş, uygulanmaya devam ediliyor. Suyun içine atılan kırk adet taş, nazar boncuğu ve altın ile önce bebek, sonra anne banyo yaptırılarak kırk çıkarma işlemi gerçekleştiriliyor. Buna “Yanlış ve sakın yapılmasın!” diyemeyiz ancak dini bir zorunluluk olarak kabul edilmemeli. Eğer ille yapılacaksa bir gelenek olduğu bilinci ile yapılmalı…
Lohusalık, ürkütücü ve ciddi önlemler gerektiren bir durum değildir. Doğumdan hemen sonra başlayan ve ortalama altı hafta kadar süren, annenin kendini toparlama, hamilelikten önceki durumuna dönme sürecidir. Lohusalık dönemi Hanefî ve Hanbelilere göre en fazla kırk gün, Malikî ve Şafiilere göre ise altmış gün sürebilir. Bu süreç annenin yalnız bedenen değil, yaşadığı değişimler ve artık hayatına, tamamen kendisine bağımlı bir bebeğin de katılması sebebiyle psikolojik olarak da etkilenmesinden kurtulma, yeni durumlara alışma ve toparlanma sürecidir. Anne hamilelik ve zorlu doğum sürecinde kaybettikleri yüzünden lohusalığında bir zaaf ve aşırı hassaslık dönemi yaşar. Ağrıları ve sancılarına yorgunluk, uykusuzluk, yeni doğan bebeğin bakımı da eklenince desteğe, yardıma çok fazla ihtiyaç duyar. Her kadın aynı olmadığı gibi her hamilelik ve doğum da birbirinin aynısı değildir. Kolay, zor, normal, sezaryen derken doğumlardaki farklılıklar gibi annelerin kendilerini toparlama süreçleri de farklılık gösterir. Bazısı bir haftada kendini toparlayabilirken kimi anne için bir ay, kimisi için bundan biraz daha uzun bir zaman gerekebilir. İşte bu süreçte anne kendini toparlayana kadar yanında birilerinin bulunması ve ona yardımcı olması, ağır iş asla yapmaması, kendine dikkatle bakması gerekmektedir. Kırk gün evde kalması geleneği de bu ihtiyaca binaen ortaya çıkmış, annelerin durumlarına göre fayda sağlayabilecek bir gelenektir.
Lohusanın kırk gün evden çıkmaması konusunda; bunun dini bir gereklilik olmadığını, ancak yeni doğum yapmış annenin mikroplara çok açık bir durumda olması sebebiyle sıhhatli olabilmesi için kırk gün evde kalmasının doğru bulunduğunu, bu inanç ve uygulamanın anneye faydası olabileceğini ifade etmekte… Bundan şunu anlıyoruz. Anne kendisini hızlı toparlar ve dışarı çıkmak isterse çıkabilir. Eve kapanmasını gerektirecek bir durum yok, ancak kendisini toparlaması uzun sürüyorsa, bünyesi zayıfsa, dış etkenlerden fazla zarar görmesi muhtemelse kendisini toparlayana kadar evde ve iyi bir bakım altında olması daha iyi olacaktır. Ayrıca dışarı çıkmak denince ev gezmelerini, kalabalık ve doğal olarak mikrobu bol ortamları kastetmiyoruz. Açık havada, varsa deniz kenarı yürüyüşü, park ve bahçe gezintileri ile temiz hava almaktan bahsediyoruz. Bu; annenin toparlanma sürecini hızlandıracaktır.(ALINTIDIR)...
Naçizane benim fikrim de bu doğrultudadır...
Günümüz şartlarında 40 gün dışarıya çıkmamak mümkün değildir...Zira bebeğin ve annenin 5.gün bakımı için doktora gitmesi,topuk kanı için sağlık ocağına gitmesi gerektiğinden mecburen evden çıkmaktadır...Daha sonra varsa çocuğun sıkıntısı doktora gitmek için mecburen çıkılması gerekmektedir...Bizim bebeğimizde Göktuğ da olduğu gibi kolik sancısı gecenin bir vakti Acile gitmeye sevk edebilir ki baba tek başına bebeği götüremeyeceğine göre anne ile birlikte gideceklerdir...Göktuğun idrar yolu enfeksiyonu olması ile birlikte 8 gün boyunca iğne olmak üzere hastaneye gitmek zorunda kalmaları da cabası...
Zorlu bir süreç olan bebek bakımı 3-4 aydan sonra bebeğin  düzene girmesiyle daha çekilir bir hale gelecektir...
40 uçurma durumunda da kendimde de yaşadığım 40. beklemeden hayız ve nifas  halinin bitmesi ile 35 veya 36. günde bebeğin ve annenin yıkanarak manevi olarak abdest alması artık lohusalığın biterek normal yaşantıya dönülmesi olacaktır...20. günde yarı kırk uygulaması da aynı geleneklerden gelmektedir...Önemli olan annenin manevi olarak huzurlu hissetmesi,bebeğine daha özenle bakmasıdır...
Anne ve bebeklere sağlıklı günler diliyorum!!!

MISIR UNLU TATLI

$
0
0
Yıllar önce 2009 da yaptığım ve burada paylaştığım tatlıyı yeniden yapınca tekrar tarif vermek istedim...Gerçekten çok lezzetli ve kolay bir tatlı...
Tarifimiz Şöyle;
    Malzemeler:
  • 2 yumurta
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı mısır unu
  • 1 pk.kabartma tozu
  • 1 pk.vanilya
  • 1 çay bardağı şeker
  • 1-2 su bardağı un
  Şerbet İçin:
  • 3 Su bardağı şeker
  • 4 Su bardağı su
  • 2-3 damla limon suyu
Hamuru yoğurup elinizde şekil vererek  tepsiye dizin,üzerine çatal ile şekiller verin ve 180 drc fırında kızartın...Şerbeti daha önce kaynatın ve ılımaya bırakın...Tatlıyı çıkardıktan 2 dakika sonra ılık şerbeti dökün...Tatlısını iyice çektikten sonra servis yapın...
Afiyet Olsun!!!

SOSYETE MANTISI

$
0
0
Ey Allahım! Yaptığımız işlerde muvaffakiyetler ihsan et bizlere. Kötü yollara geçenleri gittikleri yoldan geri çevir. Evlerimize mutluluk ihsan eyle. Taşımakta zorlanacağımız yüklerle bizleri sınavdan geçirme. Darda ve muhtaç koyma. Amin.Hayırlı Cumalar Kıymetli Dostlar...
Yoğun işler ve koşturmalar içinde pek sık yazamıyorum..
Hergün birçok şeyler pişiriyorum ama paylaşmaya fırsatım olmuyor,eskisi kadar fotoğraflayamadığımdan da kaynaklanıyor...Şimdi kameramın kadranında Göktuğ var çünkü...Onunla ilgili tüm çabalarımız...Kuzum büyüyor ama bir yandan da kolik bebek olması dolayısıyla hem çok ağlıyor hemde uyumuyor,uyutmuyor...
Geçecek inşallah,buda bir süreç neticede...
Basit ve lezzetli bir mantı çeşidi,daha doğrusu mantımsı diyelim...Gerçek mantının yerini hiçbirşey tutmaz...
Sosyete mantısı denmesinin sebebi hamur yoğurmadan hazır yufkayla kolayca yapılmasından kaynaklanıyor...
Daha önceleri kıymayı kavurmadan yapardım,içine soğanı rendeleyip,maydanoz,baharat karışımı ile yufkaya kaşık ile sürüp,sarar,ister yağda ister fırında kızartırdım...Annemden böyle öğrenmiştim...
Bu sefer farklı şekilde sardım,mantıları...
Hepinizin bildiği bir tarif ama ben bilmeyenler için yazıyorum...
3 adet yufkadan 12 adet çıkıyor...
    Malzemeler:
  • 3 adet yufka
  • 200 gr kıyma
  • 1 baş soğan
  • yarım demet maydanoz
  • kara biber,pul biber,tuz
  • bir kase yarısı su,yarısı sıvı yağ
  • sarmısaklı yoğurt
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı salça 
  • Soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında soteleyin ve kıymayı da ekleyerek kavurun...
  • Baharatları ve doğranmış maydanozu da ilave edin...
  • Yufkayı serip üzerine kasede hazırlayacağınız  su ve sıvı yağ karışımından fırça yardımı ile sürün...
  • Yufkayı dörde bölün ve her parçasına kıymalı içten serpiştirin,gül böreği şeklinde sarın,uç kısmına fırça ile yağ sürün ve kapatın...
  • Tüm yufkayı sardıktan sonra tepsiye dizin ve üzerine kalan sıvı yağ-su karışımından sürerek,biraz çekmesini bekleyin ve sonra  fırında kızartın.


Ben çok fazla kızartmadım,zaten kıymasıda kavrulduğu için altı üstü pembeleşince fırından çıkardım...
  • Sıcak sıcak servis tabağına alın ve üzerine sarmısaklı yoğurt gezdirin...
  • Tereyağında 1 tatlı kaşığı salça ve 1 çay kaşığı pul biberi  kavurun ve yoğurdun üzerine gezdirin...


Afiyetle Yiyin!!!

MEZUNİYET VE BİZDEN

$
0
0
 Koskoca 4 yıl da bitti ve küçük kızımızda Üniversiteden mezun oldu...
11 Mayıs 2018 de tören için Ankaraya Gittik...
Ankara Gazi Ünv.İngilizce Öğretmenliğini başarıyla tamamladı kızımız...
Tüm öğrencilerin yolu bahtı açık olsun...
4 yılını birlikte geçirdiği arkadaşlarıyla... 

Aramızda büyük kızımız bulunamadı,minik Göktuğ ile ilgilenmesi gerektiğinden...
Mutluyduk gururluyduk... 
Veliler,Öğrenciler çok güzel bir gündü...
Törende duygulu anlar yaşadık...
Teyzem,eniştem ve dayımda bizi yanlız bırakmadılar... 
Babasıyla Sebanurun gurur tablosu... 
Gidiş ve dönüşümüz 3 gün içindeydi...
Cumartesi yola çıkmadan Kerem ablasıyla Anıtkabiri ziyaret etti...
O kadar mutlu ve gururlu ki Atatürkü içinde yaşıyor... 

Nöbet değişimine denk gelmeside Keremi ayrıca çok mutlu etmiş...Asker gibi selam verişinden belli oluyor değil mi? 
Herşey evlatlarımız için...Rabbim hepimizin evlatlarına güzel günler göstersin,sağlık ve huzur içinde başarılarını daim etsin....

YOĞURTLU-CEVİZLİ HAVUÇ SALATASI VE GÖKTUĞ SÜNNET OLDU

$
0
0
Bugün Ramazanın 22. günü ve ben ilk defa bu ramazanda blogumda yemek menüsü ve tarifi paylaşamadım...O kadar yoğun ve koşturmacalı geçiyorki günler fırsat bulamadım...
Gerçi artık çok seyrek paylaşımda bulunuyorum yine yoğunluktan...
Çalışıyor olmak özellikle ramazanda zorluyor bizleri ama çok şükür bayrama sayılı günler kaldı,inşallah hakkıyla eda etmişizdir görevimizi...
Küçük kızımızın mezuniyetinden sonra ramazan telaşı sahur ve iftar derken hızla geçip gitti zaman...
Havuç salatasını da cumartesi iftara aldığım misafirlerim için yapmıştım...Kayınbiraderim ve görümcemlerdi misafirlerim... 
Yoğurtlu-Cevizli Havuç Salatamızın tarifi şöyle;
    Malzemeler:
  • 5-6 adet havuç
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 büyük kase sarmısaklı yoğurt
  • 1 çay bardağı ceviz içi
    Yapılışı:
  • Havuçları rendeleyip,zeytinyağında kavurun...
  • Biraz ılındıktan sonra üzerine sarmısaklı yoğurdu döküp karıştırın...Arzunuza bağlı olarak tuz ilave edin...
  • Üzerini ceviz parçalarıyla süsleyip servis yapın...
 * Özellikle bol yağda kavurduğumuzun altını çizmek istiyorum ki bu salatanın özelliği yağında...Az yağda kavrulunca güzel olmuyor...
 Masanın en sevilen lezzetiydi...
Hep böyle mutlu sofralarda buluşmak nasip olur inşallah...
Yüksük Çorbası,Güveç,Pilav,Güllaç,baklava ve çeşitli iftariyeliklerle iftar ettik çok şükür...
Pazartesi günüde minik Göktuğumuzu sünnet ettirdik...
Eve dönüp de uyuşukluk geçince 3,5 saat aralıksız ağldı çaresiz bıraktı bizi ama çok şükür şimdi çok iyi ,düzeldi,abi oldu benim kuzum... 

Lokal anestezi ile sünnet olan yavrumuz sünnet sertifikasını da aldı... 
Allah damatlığını da göstersin inşallah...
Oldu da Bitti  Maşallah Damat Olur İnşallah diyelim...
Teyzesi hafta sonu geldiğinde de Kaftanıyla foto çekilecek...
Şen ve Esen Kalın!!!

KIZIMIZI NİŞANLADIK

$
0
0
30 HAZİRAN 2018
Küçük kızımızı da nişanladık, birer birer evden uçuyor yavrularımız...Onlar büyüyor bizler yaşlanıyoruz...
Ailemiz giderek büyüyor,çok şükür...Her iki aile ve gençler için de hayırlı olur inşallah...
Yüzükleri taktılar çok mutlu olsunlar...
Çok yakıştılar birbirlerine... 
Nişan masasında pozlar verildi,pasta kesildi...
Bir ömür mutlu olsunlar, bu yüzükler hiç çıkmasın parmaklarından... 
İki ailede çok mutlu olduk,darısı düğüne...
Düğünümüzde Ağustosun 7 ve 10 unda... 
Masa süslemeleri bana ait detaylar daha sonraki döneme inşallah,tatlı telaşlar içinde hazırlıklar peşindeyim...Bana ve benim gibi düğün yapanlara kolay gelsin diyorum...
Şen ve Esen Kalın....

NİŞAN MASASI VE BİZDEN

$
0
0
 Kızımın Nişanı için hazırladığım Nişan masası için sadece 3 adet jardinyer ve metal 2 adet vazo aldım,diğerleri benim salon süslerimdi...Herşeyi kendim yapmaya çalıştım... 
Mor hindistancevizli truflar,çikolatalı truflar... 
Nişan pastamızın güllerini mor,kurdelesini gri olarak sipariş vermiştik ancak son anda gelen pastanın gülleri mor renkten çok uzak lacivert gibi bir renk gelince biraz üzüldük,kızımda üzüldü ama neyseki elbisesiyle uyum sağladı... 
Mumluklar daha önceden benim konsolumu süslüyordu,ancak metal vazoları yeni aldım...
İçine yapay çiçekleri kendim dizayn ettim... 
Masa örtüsü ve Ranır benim kullandığım örtülerdi,sadece payetli bir ayrıntı ekledim üzerine...

Pembe Trufları Elite Çikolatadan aldım...Çikolatalı truflarada taşlı truf çubukları taktım...
Yüzükler takıldıktan sonra herkes çok mutluydu... 

Sebanur Tuzlu kahveyi yapıp Boraya içirdi...
Bora hiç renk vermedi içerken ...
Çok mutlu olurlar inşallah...
Daha önceden kullandığım tepsiyi söz tepsisi olarak düzenledim...
Yapay çiçekleri yeşil kurdela ile sarıp tepsinin kenarına yerleştirdim... 
 Yüzük yükseltici ve harfleri alıp minik çiçekler yapıştırdım,tabi makasıda süsledim... 
Nişan masasına koyamadığımız diğer ikramlıkları ve bahçemizin vişnelerinden yaptığım vişne  şerbetini sunmak üzere şerbet sebilimizi,tabakları da mutfaktaki masasımıza yerleştirdim...


Saçaklı Poğaça,Kakaolu kurabiye,lokumlar,zeytinyağlı yaprak sarma ve annemin el emeği su böreği diğer ikramlıklar arasındaydı...   
Nişanda dağıtmak üzere  Melek Figürlü Ayna - Magnet yaptırdım...


Dünürlerimizle nişandan önceki akşam Işıkpınarda yemek yedik...Boranın 2 amcası,2 yengesi,halası,teyzesi,amcasının kızı toplamda 10 kişi gelmişlerdi...
Nişan sabahıda Girlevik Şelalesinde kahvaltı yaptıktan sonra onları Ankaraya uğurladık...
Dünürümle ben... 
Hareketli fotomuz...
Herşey güzel geçti çok şükür...
Kızımızın çeyizlerini,eşyalarını hazırlayıp,koliledik... 
Bizim evden çıkmadan eşyalar...
Eşyamız çoktu iki büyük araba gittik,eşimin arkadaşıda geldi sağolsun...

Geçen hafta 19 Temmuzda da Ankaraya gidip evini yerleştirdik...
Dünürlerimizle birlikte bir yandan ev yerleştirip,bir yandan da alışveriş yaptık...
Konvoy süslerini gitmeden Sebayla beraber hazırlamıştık...
Elbiseler,süsler,diğer ayrıntılar hazır olmalıydı ki rahat hareket edelim...
Tülden ponpon süslerimiz.... 
Bugün itibariyle de buradaki Nikaha 11, Ankaradaki düğüne de 14 gün kaldı ...
Hazırlıklar son hızla devam ediyor,inşallah hayırlısıyla düğünümüzü bitirip,çocuklarımızı balayına göndeririz...
Dünürlerimiz için bohçalar hazırlayıp,hurçlara yerleştirdim...
Düğüne giderken götüreceğim...
Dünürümün  bize hazırladığı bohçaları da Ankaradan dönerken getirdik...Sağolsun hepsi birbirinden güzeldi...

Düğün ertesi Ankaradan Kerem ve ben Tuğçelerle tatile gideceğiz inşallah birkaç gün...
Bize kolay gelsin,sizlerde Şen ve Esen kalın...

DÜĞÜN-DERNEK 2018-SEBA*BORA

$
0
0
Küçük kızımızıda evlendirip,düğününü yaptık...
1 ay oldu ve ancak fırsat bulup yazabildim...Son 3 senede 2 kızımızı da evlendirdik...Birer birer evden uçtu kızlarım...
Yazı , kader , kısmet diyelim...Rabbim sağlık ve huzur içinde hayırlı geçimler versin...
Tabiki evlatlarınızı evlendirip yuvadan uçurmak her anne babanın isteyeceği bir olay, ancak bir o kadar da hüzünlü ki küçük kızım farklı bir şehirde Ankarada yaşayacağı için oldukça zor...Yinede onların mutlu olduğunu görmek yüreğimize su serpiyor...4 ay gibi kısa bir sürede söz-nişan-düğün koşturması beni çok yordu...
İlk önce 07.08.2018 de ilimizde gerçekleşti düğünümüz...
Kızımın kuafördeki fotoğraflarından başlayarak yazmak istedim... 
Dünürüm ve ben tatlı telaş içindeydik...
Kuaförümüzün sosyal medya paylaşımı... 
Her kızın evden gelin çıkışı çok hüzünlü olur elbette...Ama ben tek damla göz yaşımı dışa vurmadım hep içime akıttım ki onlar da beni görüp perişan olmasınlar...Anneler her daim güçlü olmak zorundadır... 
Gözler hep nemli,yürekler buruk...
Ablasıyla arası 4,5 yaş kızımın,birlikte büyüdüler ve üniversite bitimi 3 sene arayla evlendiler...

Oğlumun ablalarıyla yaş aralığı bayağı açık,oda çok duygulandı ama belli etmedi...
Ablasının kırmızı kuşağını Kerem bağladı..
 Ailece yürekler buruk poz verdik... 
Annemde hüzünlüydü... 
Evden çıkıp nikah salonuna geçtik...
 Nikahımıza iştirak eden ve kızımızın nikah şahitliğini yapan Sayın Erzincan Valisi Ali ARSLANTAŞ'a ,damadımızın nikah şahitliğini yapan Sayın Aras Genel Müdürü Fikret AKBAŞ'a ve damadımızın abisi Tolga DÜNDAR 'a çok teşekkür ederiz...
Erzincan Valiliğinin sitesinde yayınlanan nikahımıza ait görüntüler burada
 Yoğun programlarına rağmen  katılım sağladıkları için Sayın Valimize ve Milletvekillerimize de ayrıca teşekkür ederiz... Vali beyin programı nedeniyle nikahın erken kıyılmasından dolayı birçok misafirimiz sonradan iştirak ettiler, bir kısım misafirlerimizde direk kınaya geldiler...
Ailece fotoğraflarımız...En sağdaki kızımın liseden arkadaşı,kendisi gibi İngilizce Öğretmeni olan  Ayperiye de yanımızda olduğu için çok teşekkür ediyoruz,çok mutlu olduk gelip misafirimiz olduğu için... 


Ablası ve eniştesiyle Kerem...
Kızlarım ve damatlarım...
Vede küçük Göktuğ... 
Nikahtan sonra aile dostlarımız ve akrabalarımızın katılımı ile Ekin Cafe Düğün Salonunda yemek yedik ve kınamızı yaptık...Aslında düğün gibi oldu,çok eğlendik...
Gelin ve damat merdivenlerden inerken... 
Her ikisi de güzel bir şekilde indi ve damadımız Bora çiçeği Seba ya verdi... 
Çok mutlu olsunlar inşallah... 
Bir ömür gülen yüzleri solmasın... 
Sahneden inerek,ilk danslarını yaptılar...



Baba kızın hüzünlü dansı...
Kızım hem çok mutluydu hemde gözleri hep nemliydi...

 Tuğçe ve Burak...
Arkası dönük olan ben 1.98 lik damadımla dans ederken... 
Sonrada erik dalından başlayarak,ankara havaları,oyun havaları ve eğlence... 
Yemekler yenip,pasta kesildikten sonra kına için hazırlıklar başladı arka planda... 
Kınayı kendimiz organize ettik,hep birlikte...
Organizasyon şirketlerini tercih etmedik,tanımadığımız bir sürü kızın gelip oynamasındansa kendi akrabalarımızın arkadaşlarımızın kızları oynadı,gayette güzel oldu... 
Kaftanı çok yakıştı kızıma... 

Her türlü kına malzemelerimiz,teflerimiz,led ışıklı mumlarımız vardı... 
 Kınayı büyük kızım yaktı ellerine...
Sebaya kına yakarken,elini açmayınca kayınvalidesi altın koydu avucuna...
Damada kına yakarken... 
Ve başlasın hepimizin neşesi kına gecesi... 
Bol bol oyun havaları... 
Abi kardeş oynarlarken...
Baba ve oğulları oynarken... 
Baba ve oğlu halay çekerken... 
 
 Daha sonra farklı oyunlu gösteri yaptı damat ve gelin... 
En son ailece fotoğraflar çekildik... 

Ayperi ile Gelin-Damat
 Ailemizin çınarı Annemle... 
Yemeğimizi yiyip,kımamızıda yaptık çok şükür,rabbim hep böyle güzel günlerde buluşmayı nasip etsin...
2 gün aradan sonra Ankaraya geçtik ve düğün hazırlıkları başladı...10.08.2018
Kayınvalidesinin evinden çıktı Sebanur, evin alt katı kuaför,karşısı güzellik salonu olunca kolay oldu...
Üniversiteden bir çok arkadaşı kırmızı elbise giyerek katıldılar düğüne,kızımın melekleri olarak... 

Dış çekimden bir kaç kare...

 
Erzincana gelemeyen tüm akrabalarımız Ankaraya iştirak ettiler sağolsunlar...Eşimin ve benim kardeşlerim,yeğenler,kuzenler...Ankara-Spica Plaza da çok güzel bir düğün oldu...
Eşimin torun aşkı bir başka...
Göktuğ kalabalıktan çok rahatsız oldu,ağladı ama dedesi onu sakinleştirdi...

Çok fazla fotoğraf yok henüz Ankaradaki düğünden...
O anda çekilen fotoğrafları aldık çıkarken bende telefonla çektim fotoğrafın üzerinden o nedenle renkler çok net değil...
Dünürlerimizle kapıda durarak,gelen misafirlerimize hoşgeldiniz dedikten sonra masalarımıza geçtik...
Her ne kadar  gülsek de yüreğimiz buruktu...
Kızımızı bırakıp dönecek olmanın hüzünü ile zaman zaman gözyaşlarıma hakim olamadım... 
Ailece biz...
 
Amcalarla oynarken gelin hanım...
Bahçelerde börülce oynar gelin- görümce...
İki gelinimizle ben.. 
Kuzularımı bulmuşken ben...
Kuzenler bir arada...Büyük erkek kardeşimin 3 oğlu Emre,Efe ,Emir...benim oğlum Kerem  ve küçük erkek kardeşimin oğlu Ömer ....
Elifcik ortalarda gezindi hep...
Yeğenim,kıymetlim Yunus Emre ile Sebanur...
1 yaş var aralarında...
Teyzem,eniştem,oğlu-gelini,küçük erkek kardeşim-gelinimiz ve çocuklar...
Büyük erkek kardeşim-gelinimiz-çocuklar...
Daha bir çok foto ve video var ancak içlerinden bunları seçerek anlatmaya çalıştım...
Onlar evlendiler erdiler muratlarına biz çıkalım kerevetine diye bir laf vardır ya...
Buradaki anlam şudur ki;

Sonu iyi biten masalların bitiş cümlesidir. Başkasının mutluluğundan pay edinmek, onların sevinçleriyle sevinmek, masaldaki kahramanlar gibi mutlu olmak anlamında kullanılır...

Bizde kerevete çıkıp onların mutluluğunu izleyelim inşallah bir ömür boyu...

YİĞİT EMİRİN SÜNNET DÜĞÜNÜ

$
0
0
Yoğun tempolu günlerin devamında erkek kardeşimin 3. oğlu Yiğit Emirin sünnet düğünü için İzmite gittik....Bu sene 4. sınıfa gidecek olan Yiğit Emirin 2 abisi var üniversite ve lisede okuyan...Halasının kıvırcığı evin küçük oğlu için tüm aile bir araya geldik...

Annesi ve babası çok güzel bir düğün organize etmişti...
Düğün salonuna gitmeden önce bahçede klarnet eşliğinde oynadık,eğlendik ve bol bol fotoğraf çekildik...



Yeni evlenen kızımız ve damadımızın da düğüne iştirak etmesi bizi çok mutlu etti,bir nebzede olsa hasret giderdik...
Kerem ve Yağız Efe kapıda misafirlere çikolata kolonya ikram ettiler,başlarında fesleriyle...
Halasının küçük kıvırcığı çok heyecanlıydı...
İzmir marşı ile ailece salona  girdiler,çok duygulandım...
Sonra annesini dansa kaldırdı Emir ve harika bir dans gösteri yaptılar ana-oğul...

Kerem çok mutluydu kuzenleriyle...

Pasta Keserken..




Kınada yaptık Emire,çok güzel oldu...
Gönlümüzce yedik içtik,eğlendik
Tüm aile bir araya geldik,birbirimizi gördük,sohbet ettik.En güzeli de Emirin mutlu olmasıydı...
Bir ömür hep sağlıklı,mutlu,huzurlu olsun kuzularım...
Son olarak da İzmir Marşıyla bitirdik düğünü,gururla...
Viewing all 568 articles
Browse latest View live