Quantcast
Channel: TATESAL
Viewing all 568 articles
Browse latest View live

2018-TATİL VE YAZ GEZMELERİ

$
0
0
11  Ağustos 2018
Düğün-dernek koşturması içinde tatil planı yapmamıştık ama Kerem söylenip duruyordu,neden tatile gitmiyoruz bu sene diye...Büyük ablasıda biz tatil programı yaptık sizde bizimle gelin dedi...Eşim işleri dolayısıyla gelemeyeceğinden Kerem ve bende onların planına dahil olduk...10 Ağustosta kızımızın düğününü yaptıktan sonra eşim döndü ve bizim içinde 5 günlük tatil başladı.... 
İstikamet Anlanya-Grand Royal Select Oteldi...
Yorgunluğumuzu atmak için iyi bir seçenekti...
Göktuğ ve Kerem  havuzun tadını çıkardılar... 
Kerem ve ben oda arkadaşıydık... 


Yemeklerini beyler pek beğenmese de biz bayanlar beğendik...
Göktuğ da çorbaları  ve yoğurdu beğendi... 
Bebek arabasında gezerken sesi çıkmıyordu ama durunca hemen kucak istiyordu..
Bol bol torun kokusu,deniz kokusu,farklı meşgaleler iyi geldi bana... 


Tabiki bol bol fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmedik... 
Otelin Grand ve Select olmak üzee 2 ayrı binası vardı...
Biz yeni yapılan binada kaldık... 
Odalar gerçekten çok temiz ve düzenliydi... 
Eski binanın içi tarihi eser gibiydi,çok beğendim ancak odalarına çıkmadım bilmiyorum... 


Akşamları eğlenceler,dans gösterileri güzeldi... 
Her akşam farklı bir eğlence düzenlediler,bir akşamda biz Alanyanın içini gezmeye gittik... 
5 günün sonunda kahvaltıdan sonra otelden ayrıldık... 
Ürgüp-Göreme-Peri Bacalarını gezdik... 




Nevşehirde yemeğin üstüne meşhur Tava Dondurma yedik...
Yapılışı Çok farklıydı...

Oradanda Kayseriye geçip bir gece dinlendikten sonra sabah Pastırmacılar Parkını da gezerek memleketimize doğru yola çıktık...
Erzincana geldiğimizde küçük kardeşim-gelinimiz ve yeğenlerim gelmişti anneme...
Elifimi bol bol sevdim...Keremde Ömerle hasret giderdi...
Biz tatildeyken onlarda Karadenizi gezmişler...

Kerem ve Ömeri gezmeye götürdüğümde... 
Ailece yemeğe çıktığımızda... 
Tuğçeye oturmaya gittiğimizde çekilen fotolar...
Biz geldikten 3 gün sonra Kurban Bayramı olduğu için hemen hazırlıklara başladım...
Çiçeği burnunda gelin ve damat ziyaretimize geleceklerdi çünkü...
Bayramın 1.günü gece geldiler... 
Bol bol gezmelere gittik,yedik ,içtik... 
İlimizdeki Çağlayan-Girlevik Şelalaesini gezdik... 

Tuğçeler Gümüşhanede geçirdiler bayramı...
Daha sonra geldiler...Teyzesi Göktuğla bol bol hasret giderdi... 
Büyük erkek kardeşim ve ailesi de Pamukkalede geçirdiler bayramı...
hem bayram hem tatil... 


Bol bol foto paylaştılar benimle de...
Aslında bu tatil postunu Emirin sünnet düğününden önce atacaktım ama olmadı ancak toparladım... 
Bu sene ilimize yani Erzincana yapılan Bakır işi Sürahi ve Maşrafası...Havuz başı...
Erkek kardeşimin objektifinden...
Şen ve Esen Kalın!!!

KIŞ HAZIRLIKLARI-KAVANOZ TURŞULAR-DOMATES SOSU

$
0
0
Eylül-Ekim Ayı kış hazırlıklarının yoğun olarak yapıldığı aylar...Konserveler,turşular,soslar,dondurucuda saklanacak sebzeler bir sürü telaşlar yani...
Bende ufak tefek uğraştım,kızlarıma 2 şer kavanoz verdim...
Bu sene sebze fiyatlarının anormal artışı kışlık sebze hazırlayanları bir miktar alıkoydu...
Anlamsız zamlar piyasada her alanda farkediliyor...
Neyse Efendim gelelim tariflerimize...
Yağlı Biber Turşusunu İnstagram hesabımdan da duyurmuştum...Denemeyenler denesin demiştim ki gerçekten beğeneceğiniz bir lezzet....Hem pratik hemde hemen tüketebileceğiniz bir turşu hatta meze diyebiliriz...
      Malzemeler:
  • 1 kg kestel kıl biberi
  • 1 su bardağı zeyt.yağı
  • 1 su batdağı üzüm  sirkesi
  • 5-6 adet sarmısak
  • 7-8 dal maydanoz
  • 1 dolu yemek kaşığı kaya tuzu

 Yapılışı:


Biberlerin sap kısmını ayıklayın, tencereye yağ ve sirkeyi döküp ocağın altını yakın, biberleride içine alarak rengi sararana kadar karıştırın....
Daha sonra sarmısak ,tuz ve maydanozlarıda ekleyerek çevirin...iyice soğuduktan sonra kavanozlara koyup, buzdolabında muhafaza edin...Hemen yiyebileceğiniz biber turşunuz hazır olacaktır...
Yine aynı tarifle farklı cins biberlerden de yaptım bu turşuyu...
Kapya biberin yeşili ve kapya biberden...
Bu sene minik kavanozlar aldım 250 cc lik...
Açılıp da hemen tüketemediğimizde ziyan olmasın diye...
Bu da doğrama turşu...Bol domates rendeli...

      Malzemeler:
  • 1/2 kg sivri biber (tercihen kestel biberi)
  • 3-4 adet salatalık
  • 4-5 adet domates
  • 1 baş sarmısak
  • 1 çay bardağı sirke
  • yarım demet maydanoz
  • tuz
        Yapılışı:
  • Biberleri ve salatalıkları küçük küçük doğrayalım...
  • Domatesleri rendeleyip bir kap içerisinde tüm malzemeleri karıştıralım...
  • 1-2 yemek kaşığı kaya tuzunu da ekleyip kavanozlara dolduralım...
  • Kavanozları tam doldurmayalım ki fermente olurken kabarıp,kavanozdan dışarıya taşmasın...
  • Kavanozları bir poşete geçirip oda sıcaklığında ekşimeye bırakalım...
Köz-Kapya Biber Turşusu

     Malzemeler:
  • 3 kg kırmızı biber
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 su bardağı sirke
  • 1 baş sarmısak,tuz
YAPILIŞI:

Kapya biberleri temizleyip ikiye bölün fırın tepsisine iç kısmı altta olacak şekilde yerleştirin ve pişirin...Fırından çıktıktan sonra üzerine sıcakken bir poşet geçirin ki kabukları kolay soyulsun...Tencereye zeytinyağı ve sirkeyi ekleyip ocağın altını yakın kaynamaya başladığında biberleride içine atıp karıştırın, doğranmış sarmısaklarıda üzerine serpiştirerek karıştırın,  sıcak sıcak  kavanozlara doldurup kapağını sıkıca  kapatıp ters çevirin...5-6 saat sonra kavanozları düzelterek kaldırın...
*Bizim kızların en çok sevdiği atıştırmalıktır köz biber turşusu...Ama Kerem hiçbir turşu çeşidini yemez,birde zeytini...

Karnıyarık en ennnnn sevdiğim yemek olduğundan yazlık patlıcanlardan dondurucuya karnıyarıklık attım...Alacalı soyduğum patlıcanların dış yüzeyini yumurta fıçasıyla bir güzel yağladım ve fırında kızarttım...Daha sonra soğuyunca buzdolabı kaplarına yerleştirip dondurucuya attım...
Afiyetle yemek nasip oluır inşallah...
Buda domates sosumuz,olmazsa olmaz...
Domatesin kilosu 5-6 TL inanılmaz...Geçen aya kadar 1-2 TL ye alırdık...
Allah olmayanlara yardım etsin ve insanlarada insaf versin...
Bu sene domates sosunu annemin usulünde yaptım...
Domatesleri doğrayıp üzerine bolca kaya tuzu serptim ve bir gece bu şekilde beklettim...
Sızan suyunu gidip gelip süzdüm...Daha sonra  rondodan  geçirip pişirdim...Suyu az olduğunda kısa sürede katılaştı...Fazla sayıda kavanozum olmadı , 2 şer şişe de kızlara verdim kalanda bize yeter...
Topuk dikeni ile mücadele etiğimden ayakta fazla duramıyorum...ESWL yöntemiyle topuk tedavisi aldım ama tam olarak iyileşemedim...Neyse inşallah geçecek...
Bu seneki koşturma ve telaşlar  kalbimi ve ayaklarımı yordu...Yavaş yavaş toparlıyorum...
Domates soslarımı da küçük kavanozlara koydum,rabbim ağız tadıyla yemek nasip etsin...
Menemenliklerimi doğrayarak dondurucuya attım , kaynatıp kavanozlara koymadım...
Bir poşet doğranmış biber,bir poşette doğranmış domates olarak üst üste dizdim...Kışın çıkarıp biberleri yağda kavurup domatesleri de ekleyeceğim....
Fasulyeleri her seneki yöntemimle yemeklik yaptım,dolmalık biberleri oyup,güneşte biraz sündürüp iç içe yerleştirip kaldırdım... 
Şen ve Esen Kalın!!!

İNCİR DEDİK İNCİR YEDİK

$
0
0
Sonbaharın lezzetli meyvelerinden biri olan, kışın kurusunu yazın tazesini yediğimiz incirin “Özellikle yaz mevsiminden sonbahara geçişle birlikte zayıflayan bağışıklık sistemi için güçlü bir antioksidan olduğu uzmanlar tarafından söyleniyor... Ancak fazlasıyla şeker ihtiva ettiğinden ölçülü yemek gerekiyormuş...

Dutgiller familyasından olan daha çok Doğu Akdeniz bölgesinde yetişen , birçok meyve gibi mineral ve vitamin açısından zengin olan incir içerisinde yüksek oranda lif bulundurur. İçerisinde bulunan lif sayesinde zayıflamak içinde incir önerilir. En başta kabızlık sorunu olmak üzere birçok sindirim sorunununda üstesinden gelmektedir. İncir sadece daldan toplandığı gibi tüketilmez ayrıca, incir kurusu, çekirdeği, yağı gibi farklı değerlere sahiptir. Kur'an-ı Kerim'de de geçen incir yüzyıllar boyunca hekimler tarafından tedavi amaçlı kullanılmıştır. 

İki farklı rengi olan incirin,farklı cinsleri bulunuyor...Siyah incir Bursa yöresinde çok yetiştirilirken,yeşil incir daha çok Aydın da yetişiyor... 


Faydaları Saymakla bitmiyor...Netten araştırdım...
  • İncirin içerisinde yüksek oranda protein bulunur. 
  • İçerisinde bulunan vitamin, mineral ve protein ile hücrelerin yenilenmesini sağlar 
  • Kabızlık ve sindirim sistemi gibi problemlere karşı etkilidir. 
  • İçerisinde bulundurduğu lif ile zayıflamaya yardımcıdır. 
  • Meme kanseri riskini oldukça azaltmaktadır. 
  • Kalp sorunlarına karşı birebirdir. 
  • Kalsiyum açısından zengindir. 2 adet incirde bulunan kalsiyum bir bardak sütte bulunmaktadır. 
  • Demir kaynağıdır. 
  • Ağır yaralarını tedavi etmeye yardımcıdır. 
  • Kolestrolün düşmesine fayda sağlar. 
  • Hafızayı güçlendirmeye yardımcıdır. 
  • Kansızlığı önler 
  • Yüksek tansiyonu önlemeye yardımcı 
  • Omega 3 ve omega 6 yağ asitlerini içerir.
    *Özellikle zeytinyağının içinde bekletilen ve her sabah düzenli olarak yenen incirin astım ve öksürüğü tedavi ettiği,bağışıklık sistemini güçlendirdiği söyleniyor...
Bizde baktık ki bu kadar faydalı ve güzel bir meyve yiyelim dedik...İncir dedik,incir yedik...
Şen ve Esen Kalın Efendim!!!

    SONBAHARDA NEDEN DEPRESYON BAŞLAR?

    $
    0
    0
    SONBAHAR RESMİ ile ilgili görsel sonucu
    Sonbaharın gelmesiyle birlikte kendimde ve çevremdeki insanlarda bir takım olumsuz düşünceler,halsizlik,mutsuzluk gibi şeyler gözlemledim ve araştırdım...
    Genellikle depresyon belirtileriyle aynı belirtileri veren bir duygu durum bozukluğudur ve Mevsimsel Depresyon olarak da bilinir.Sonbaharın gelmesiyle birlikte başlar ve yaz başına kadar sürer.
    Mevsim değişikliğine bağlı olarak saç dökülmeleri,iştahsızlık,mide problemleri,baş ağrısı gibi bazı rahatsızlıklarla birlikte görülebilir ve genellikle her yıl aynı dönemlerde tekrar eder.
    Cinsel istekte azalma, sıkıntı ve çaresizlik duygusu, neşesiz ve sinirli bir ruh hali, uykusuzluk çekme ya da yoğun olarak uyuma isteği, sabahları yorgun ve bitkin uyanma, hareketlerde yavaşlama, geçmişe dönük pişmanlık ve suçluluk duyguları depresyon belirtileridir ve özellikle sonbahar aylarında bu belirtilere daha sık rastlanmaktadır.
    Depresyon tanısıyla tedavi edilenlerin % 65’ini Sonbahar Depresyonu yaşayanlar oluşturmaktadır.Bu bakımdan tüm depresyon vakaları içinde en sık görülen türüdür. 
    Sonbahar Depresyonunun Sebepleri Nelerdir?
    Bu konuda değişik görüşler öne sürülmekteyse de iki ayrı sebep üzerinde durulmaktadır.Bunlardan ilki, sonbaharın ve kışın gelişiyle birlikte azalan güneş ışığının hormonları ve uykuyu düzenleyen biyolojik saatin bozulmasına neden olduğudur.İkinci sebep olarak ise yine güneş ışığının azalması nedeniyle beyindeki kimyasal maddelerin salgılanmasında sorunlar oluştuğu ve bu sorunların kişiyi depresyona açık hale getirdiğiöne sürülmektedir.Her iki halde de yeterli güneş ışığına çıkmanın sorunu çözümlediği düşünülmektedir.
    Bu durumda Sonbahar Depresyonu’na Biyolojik ve Psikolojik sebepler olarak iki ayrı pencereden bakmak mümkündür.
    Biyolojik Sebepler:
    Bahar ve yaz mevsimiyle beraber güneş ışınları dünyaya dik açıyla gelir ve gözlerimiz yoluyla vücudumuzda kimyasal enerjiye çevrilir.Bu işlemler sırasında da mutluluk hormonu olarak bilinen Serotonin üretimi artar. Aynı şekilde beynimizde bulunan epifiz bezi de melatonin üretiminden sorumludur ve bu hormon karanlık, ışıksız ve kasvetli ortamlarda yoğun olarak üretilir ve uyku hormonu olarak da bilinir.Gözlerimiz ışık enerjisini kimyasal enerjiye çevirebildiğinden bu hormonların üretimini direk etkileyen bir işlev görmektedir.Bundan dolayı sonbaharda güneş ışıklarının zayıflaması mutluluk hormonunun salgılanmasını azaltıp,uyku hormonunun üretimini artırdığı için beyin kimyasının değişmesine ve buna bağlı olarak da depresyona yol açmaktadır.Mevsimsel Depresyon sonbaharın gelmesiyle başlar ve kışın da görülebilir.Ancak yazın yoğun güneş ışığına alışan insan vücudu,sonbaharın gelmesiyle birlikte birden bire azalan güneş ışığının yokluğuna uyum gösterme konusunda sıkıntılar yaşamakta ve bu sebeplere bağlı olarak Sonbahar Depresyonu daha sık görülmektedir.
    Psikolojik Sebepler:
    Psikolojik sebepler içinde en bilineni sonbaharın insanları hüzünlendirdiğidir.Özellikle gençler için yaz aşkları ve ışıltılı günlerin sonu anlamına gelir.Yaprakların kuruyup sarardığı günlerin ardından kasvetli kış günlerinin ve soğuk havaların geleceğini bilmek,kapalı yerlerde kalmak zorunda olmak,denizin,güneşin ve yazın hareketli 
    günlerinin biteceğini düşünmek depresif ruh halini tetiklemektedir.
    Aynı şekilde yaşlı insanlar mevsimsel değişikliklerden daha yoğun olarak etkilenmektedirler.Özellikle sonbahar ve kış aylarının zaten duygusal bir yapıda olan yaşlıları daha hassas ve kırılgan hale getirdiği, bundan dolayı yaşı ilerlemiş insanlarda depresyonun daha ağır seyredebileceği unutulmamalıdır.
    Tüm bunların dışında bir de genetik olarak depresyona yatkınlık varsa sonbahar depresyonu için ortam hazırlanmış demektir.
    SONBAHAR DEPRESYONUNUN BELİRTİLERİ
    Belirtiler bilinen depresyon belirtileriyle hemen hemen aynıdır.
    • Mutsuz,isteksiz ve umutsuz olma hali.
    • Uyku bozuklukları; uykusuzluk ya da aşırı uykulu olmak.
    • Kendini suçlu hissetme ve değersizlik duygusu.
    • Dikkat eksiklikleri, odaklanamama.
    • Aşırı kilo alma ya da kilo kaybı.
    • Sinirlilik,gerginlik.
    • Sürekli bir üzgünlük hali.
    • Yorgunluk,halsiz ve bitkin olma durumu.
    • Kaygı bozuklukları.
    • Ölüm ve intihar düşünceleri ve intihara yönelme.

    Depresyon ciddi bir duygu durum bozukluğudur ve zamanında doğru müdahale edilerek tedavi edilmezse sonuçları olumsuz olabilir.Özellikle ağır depresyon durumlarında kişinin intihara eğilimi olacağı ve bu yönde bir davranışa gireceği bilinmelidir.
    Mevsimsel Depresyonun Kadınlarda Görülme Sıklığı ve Nedenleri:


    Depresyon geçirme riski tüm insanlar için % 15’tir ancak bu oran kadınlar açısından bakıldığında % 25 gibi yüksek değerlere ulaşmaktadır.Kadınlarda görülen bu yüksek orana neden olarak kadınların hormonal değişiklikleri daha yoğun olarak yaşamaları gösterilmektedir.Bir diğer nedenin ise hamilelik ve doğum gibi biyolojik faktörler olduğu düşünülmektedir. Bu dönemlerde kadınların depresyona yakalanma risklerinin çok daha yüksek olduğu da görülmektedir...
    Kadınların normalde erkeklerle kıyaslandıklarında depresyon geçirme riskleri bu kadar yüksek iken mevsimsel depresyon geçirme oranları tam dört kat daha artmaktadır.Yani her bir erkeğe karşılık dört kadın mevsimsel depresyona yakalanmaktadır ve bu durum yoğun güneş ışığı alan ekvatordan uzaklaştıkça artmaktadır.Ayrıca kadınların taşıdıkları ev içi sorumlulukların da depresyonu ve özellikle bu türünü tetiklediği düşünülmektedir.Sonbaharla birlikte okulların açılıyor olması,okul,ders,sınav telaşını yaşayan annelerde stresin artmasına yol açmaktadır.Tatil ve dinlenmeyle geçen yaz günlerinden sonra birdenbire böyle bir yoğunluk mevsimsel depresyona zemin hazırlayabilir.İki yıl üst üste aynı dönemlerde bu tip bir duygu durum bozukluğu yaşayan herkes mutlaka bir uzmandan yardım almalıdır.Böyle bir durumda mevsimsel depresyon geçirme olasılığı düşünülmelidir.Depresyon ciddi bir sorun oluşturabilir ve kişinin hayatını çok zorlaştırabilir.

    Tedavi yöntemleri:



    Tedavi depresyon tedavisiyle aynı olacaktır.İlaçlı tedavi ve terapiler yoluyla tedavi edilebilir.Mevsimsel depresyonda ek olarak son yıllarda uygulanmaya başlayan ışık tedavisi de uygulanmaktadır.
    Tedavi de ilaç ve psikoterapi aynı anda uygulandığında daha olumlu ve çabuk sonuç alınmaktadır.İlaçlı tedavi üç aydan başlayan ve duruma göre 1.5 yıl ile 2 yıl sürebilen bir döneme yayılabilir.Uygulanan tedavide kalıcı ve doğru sonuçlar alabilmek açısından kararlı olmak ve tedaviyi yarım bırakmamak en önemli kuraldır.
    Daha önce depresyon yaşamış kişilerin tekrar bu sorunu yaşama ihtimalleri diğer insanlara göre daha fazladır.Depresyonun tekrarlama riski olduğu unutulmamalıdır.Ancak bu her depresyon geçiren kişinin tekrar depresyon geçireceği anlamına gelmez.Bu açıdan tedavide uzman hekimin ve terapistin önerilerine uymak, tedavi aşamalarını dikkatle takip etmek önemlidir. 
    Mevsimsel depresyon tedavisinde son yıllarda uygulanmaya başlayan ışık tedavisi de bir seçenektir.Bu yöntemde amaç,beynin eksikliğini hissettiği güneş ışığının dışarıdan verilmesi yoluyla hormon salınımlarını yeniden düzenlemektir. İlaç ve terapilere ek olarak bir diğer tedavi seçeneği alternatif tıp olarak bilinen bitkisel karışımlardır.Örneğin kantaron otunun depresyonun etkilerini azalttığı öne sürülmektedir. 
    Yine de tedavi yöntemlerini belirlerken mutlaka uzman doktor ve terapistlerden bilgi almak ve onların önerilerine göre bir yol belirlemek gerekir. 
    ALINTIDIR

    TOPUK DİKENİ NEDİR-NASIL TEDAVİ EDİLİR?

    $
    0
    0


    Günaydın Çok Kıymetli Takipçilerim....
    Bugün benimde muzdarip olduğum Topuk Dikeni hakkında bilgi vermek istiyorum...Gerçekten çok zor ve çok ağrılı bir süreç geçirdim...Tam olarak da geçirdim diyemem ama en azından rahatladım...Birkaç sene önce daha hafif ağrılarım olduğunda doktora gitmiştim , merhem ve hareketlerle geçmişti...Bu sene aşırı yoğunluktan iyice arttı ağrılarım...Sabah uyandığımda ayağımı yere basamıyordum,inanılmaz bir ağrı hissediyordum...Doktora gittim ve çok fazla ayakta kalmaktan ve yorgunluktan olduğunu söyledi ,film çekildiğinde iki ayağımda da topuk dikeni olduğu anlaşıldı,oysaki benim bir ayağım daha fazla ağrıyordu ,varis ameliyatı olduğumdan o bacakta daha fazla ağrı hissediyormuşum...ESWT yöntemi ile 5 seans tedavi aldım...
    eswt yöntemi ile ilgili görsel sonucu
    Bu yöntemi Fizik Tedavi ünitesinde alıyorsunuz ,  topuktaki tendon ve yumuşak dokuların yenilenmesini sağlayarak, uygulama bölgesinin kanlanıp beslenmesini artırıyormuş...Ama uygulanırken müthiş acı hissettim, yinede bırakmadım 5 seansı tamamladım ki 1 ay sonra tam netice alınıyormuş...Umarım daha iyi olur...
    Hayatın getirdiği zorluklar ve yoğunlukla kendimize daha fazla dikkat etmemiz gerektiği gerçeğini anlamış oldum...
    Şimdi merhem sürüp,hergün verilen hareketleri yapıyorum, buzlukta dondurduğum 250 cc lik pet su şişesini pamuklu çorap giyerek ayağımın altında yuvarlıyorum,normal maden suyu şişesini de dondurmadan kullanabilirsiniz...

    Netten araştırdığım bilgileri de aşağıya çıkardım.


    Topuk Dikeni Nedir?

    Ayak tabanında aşırı yük binmesi ve zorlanmalara bağlı olarak ortaya çıkar topuk dikeni. Topuk yumuşak dokusunda ödem, hematom (kanama), iltihap sonucu topuk kemiğinde kireçlenme oluşup, bunun dikensi bir çıkıntıya yol açmasıdır.

    Topuk Dikeni Neden Oluşur?

    -Ayak tabanı şekil bozuklukları sonucu,
    -Aşırı kilo ile ayak tabanının fazla basınca maruz kalması sonucu,
    -Sert tabanlı ayakkabı ve terlik giymeye bağlı olarak,
    -Uzun süreli ayakta çalışmaya bağlı olarak topuk dikeni oluşur.



    Topuk dikeni genellikle ayağın altında bulunan bir tendonun kısalmasıdır. Sorun ayağın yaylanmasını sağlayan bir kasın topuğa bağlandığı yerdeki kısalıktır. Topuk dikeni topuk kemiğinin alt kısmında kalsiyumun birikmesiyle oluşan kemiksi bir çıkıntıdır.

    Kadınlarda daha çok rastlanan topuk dikeninin nedenleri arasında; aşırı egzersiz yapmak, fazla ayakta kalmak, kilo almak, iç tarafı desteksiz ayakkabı giymek (düz sandalet, parmak arası terlik, topuklu ayakkabı vb.) gibi nedenler yer alıyor. Uzun süreli olarak ayağınıza tam olarak oturmayan ve ortopedik olmayan ayakkabılar giymeniz de topuk dikeni nedenidir. Ayrıca düztaban, ayak kavisi yüksek kişiler, diyabet (şeker) hastaları, eklem romatizması veya eklem dejenerasyonu olanlar bu rahatsızlığa daha yatkın oluyor.

    Eğer yürüme bozukluğunuz varsa bu topuk dikeni oluşma riskinizi artırır. Aşırı egzersiz, ayağa yük bindiren iş ve sporlar sonucu aşırı yüke maruz kalan topukta diken oluşma riski yüksektir.

    Topuk Dikeninde Şikayetler Nelerdir?

    -Topuk dikeni oluşan kişilerde ayağa kalktıklarında şiddetli ağrı, topallama olur.
    -Ayakkabı giymekte zorlanırlar.
    -Ayak tabanında şişlik olur ve yürüme zorluğu çekerler.


    Topuk Dikeninde Tedavi Nasıl Yapılır?
    -Öncelikli olarak istirahat edilmelidir. Ayakta çalışılıyor ise işyerinde ayağı rahatlatacak düzenlemeler yapılmalıdır.
    -Topuk kısımlarında özel destekleri olan ortopedik terlikler giyilmelidir.
    -Ayakkabı içinde topukları rahatlatacak olan özel yapım silikon ya da mantar topuk destekleri kullanılabilir,ayakkabı içine konulmalıdır.
    -Ağrılı topuk bölgesine lokas kortizon enjeksiyonları yapılabilir.
    -ESWT (şok dalga) tedavisi uygulanabilir.
    ESWT (Şok Dalga) Tedavisi Nedir ve Nasıl Yapılır?
    ESWT düşük enerjili ve yüksek enerjili dalgalardır. Sert doku ve yumuşak dokuya göre değişik uygulama alanları vardır. Sert dokularda yüksek enerjili uygulamalar, yumuşak dokularda düşük enerjili uygulamalar yapılır.
    ESWT (Şok Dalga Tedavisi) Topuk Dikeninde Nasıl Etkili Olur?
    Topuktaki tendon ve yumuşak dokuların yenilenmesini sağlayarak, uygulama bölgesinin kanlanıp beslenmesini artırır.
    ESWT (Şok Dalga) Tedavisinin Sonuçları Uygulama Sonrası Ne Zaman Başlar?
    Uygulama sonrası çoğu hastafa ilk haftadan itibaren iyileşme başlar. ESWT uygulamasındaki amaç gerici olarak ağrının giderilmesi değil, hastanın kalıcı ve kesin tedavisinin yapılmasıdır.
    ESWT Tedavisinin Topuk Dikeni İçin Sağladığı Yararlar Nelerdir?
    -Ayakta tedavi olanağı sunar,
    -Anestezi gerektirmez,
    -İlaçsız tedavi olanağı sunar,
    -Hızlı sonuç alınır,
    -Yüksek başarı oranları vardır.
    Diğer Tedavi Yöntemleri
    Topuk Dikeni rahatsızlığının ilk tedavisi istirahattir. Ayağın üzerindeki baskının azaltılması ve aşırı yükleme yapmamaya dikkat edilmesi gerekir.

    -Topuk dikeninin nedenlerinden biri olan duruş, yürüme bozukluğunun olup olmadığı muayene edilerek belirlenmelidir. Varsa ilk etapta bu durum iyileştirilmelidir. Duruş bozukluğunun giderilmesi akabinde topuk dikenine de etki edecektir.

    -Topuk Dikeni belirti hafifletmek için de, ağrılı bölgeye, günde iki, üç defa, yirmi dakika süreyle buz uygulayabilirsiniz.

    -Evde de yapılabilecek uygun egzersizlerle beraber topuk dikeni ağrıları azaltılabilir ve kontrol altına alınabilir.

    -Ayağınızın altına Tenis topu veya konserve kutusu koyup çevirerek masaj yapın.

    -Topuk dikeni, ilaç ve doktor tedavisine gerek kalmadan geçebildiği gibi ileri boyutlara gelen rahatsızlıklarda doktora başvurmak gerekir.

    -Medikal ürünler satan bir yerden alacağınız topukluk ve tabanlık ağrıyı azaltmada etkili olacaktır. Egzersizle iyileşmeyen hastalarda atel bileklik kullanımı söz konusudur. Gece kullanılan atel ayağın 90 derecede durmasını sağlar.

    -Topuk dikeni tedavisinde fizik tedavi de etkili yöntemlerden biridir.

    -Doktorlar tarafından önerilecek olan bölgesel iğne tedavisi de ciddi boyutlara varan topuk dikeni tedavileri için etkilidir. Kortizon (steroid) veya PRP enjeksiyonları yapılabilir. Yan etkileri yoktur.

    -Nadiren de olsa topuk dikeninin egzersiz ve ilaç takviyesiyle geçmeyecek riskli boyutlara gelmesi sonucunda ameliyat uygulaması yapılabilir.

    CİVANPERÇEMİNİN FAYDALARI

    $
    0
    0
    Çocukken bahçelerde,boş arsalarda kendi kendine çıkan kokusu güzel olmayan bir bitki olarak hatırladığım ve kimsenin önemsemediği bir bitkiydi civanperçemi ki adını da sonradan öğrendim...
    Meğer nasıl faydalı güzel bir bitkiymiş...Bugün doktorum küçük bir kağıda "adaçayı ve civanperçemi çayı içilecek " diye yazana kadar araştırmamıştım,sadece geçen sene arkadaşımdan menepoz öncesi dönemde 15 er günlük sürelerde içtiğini duymuştum...Evet sıra bana geldi demekki,kullanacağım...Netten araştırdım,buyrun okuyun...

    Ülkemizde 40 yakın türü bulunan civan perçemi, çok yıllık otsu bir bitki olup, yol kenarlarından duvar diplerine kadar hemen her yerde görülebilir. Güneşin sıcak olduğu saatlerde içerisindeki uçucu yağlar buharlaşarak etraflarına kendine has keskin bir koku salarlar. Geleneksel kullanımda; toplanacak civanperçemi bitkisinin daha etkili olması için güneşin tepede olduğu vakitler toplanması tevsiye edilmiştir.Civanperçemi tüylü yaprakları ve beyaz çiçekleri olan bir bitkidir. Civanperçemi, Latince adı achillea millefolium olan bitki Haziran ve Eylül ayları arasında dağlarda büyür ve çiçek mor ya da pembe renk çiçekler açarak kendini belli eder.


    CİVAN PERÇEMİ FAYDALARI


    Vücut Direnci İçin Faydası: Civan perçemi otu, vücuda zindelik katması ile bilinir. Vücut direnci için çok faydalı olan bu bitki türü, bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir.

    Sindirim Sistemine Olan Faydası: Civan perçemi hazımsızlık sorununa çok iyi gelir. Sindirim sistemini güçlendirici etkisi ile de bilinen bu bitki, gaz problemini çözmek için de birebirdir.

    Adet Dönemi İçin Faydası: Adet söktürücü özelliği aslında civan perçeminin en önemli yanlarından birisidir. Bu nedenle de adet döneminde ağrı çeken kadınlar için doğal bir ağrı kesici etkisi sağlar. Daha rahat bir adet dönemi için çayı bol bol tüketilebilir.

    Soğuk Algınlığı İçin Faydası: Grip ve buna benzer durumlar için civan perçemi faydalı bir etki sağlar. İyi bir balgam söktürücü özelliği gösteren bu bitki aynı zamanda öksürüğü de kesmek için idealdir.

    Mide İçin Faydası: Birçok mide rahatsızlığına iyi gelmesi ile bilinen civan perçemi, mide spazmını kesmek için idealdir. Aynı zamanda bağırsaklar için de çok faydalı olan civan perçeminin ishali kestiği de bilinmektedir.

    Kemik Sağlığı İçin Faydası: Kemiklerin güçlendirilmesi ve kemik erimesinden korunma açısından civan perçemi çok büyük bir fayda sağlar.

    Cilt Açısından Faydası:
    Yaraların iyileşmesi, enfeksiyonların ve iltihapların geçmesi açısından civan perçeminden faydalanma sağlanmalıdır. Cildin yenilenmesi ve hücrelerin güçlenmesi için civan perçemi bitkisi taze olarak tüketilebilir, çayı da sıklıkla içilebilir.

    Civan Perçemi Çayı



    Civanperçemi nasıl demlenir sorusuna yanıt aramak gerekirse uygulaması son derece basit şekilde gerçekleşir.


    • 1 su bardak su kaynatılır.
    • 1 tatlı kaşığı civanperçemi kaynamış suya eklenir.
    • 10 dakika demlenmesi beklenir.
    • Süzülür ve bu şekilde içilir.


    İçine önceden soğuk şekildeki suya civanperçemi katarak kaynatma yapmamak gerekir. İçindeki etkin maddelerin ölmesi nedeniyle bu ayrıntıya önem verilmelidir. Bu nedenle demleme ve süzme yöntemi kullanılmalıdır.


    Bu hazırlanan demleme çayın taze şekilde içilmesi gerekir. Bekletilen çay içilmemelidir. Aksi halde zararlı olabilir. Bekledikçe maddeler değişebilmektedir.


    CİVAN PERÇEMİ ZARARLARI


    Civan perçemi zararları olarak bilinmesi gereken sadece hamile kadınların doktor tavsiyesini almadan kullanmamalarıdır. Bunun dışında herhangi bir yan etkisine rastlanmamıştır. Ama kullanırken ölçülerini de abartmamakta fayda vardır. Her şeyin fazlası mutlaka zarardır. Civan perçemini gereğinden fazla tüketmediğiniz sürece civan perçemi zararları ile karşılaşma riskiniz ortadan kalkmış olur.

    MISIR NİŞASTALI-KAKAOLU -FINDIKLI KURABİYE

    $
    0
    0

    Kurabiye her daim mutfaklarda el altında olmazsa olmazımız..Çayın ,kahvenin yanında leziz bir kurabiye hem tatlı ihtiyacını gideriyor,hemde mutlu ediyor değil mi?
    Göktuğ doğduğunda yapmıştım bu kurabiyeden,hastaneye ve eve gelen ziyaretçilerimize ikram etmiştik..Daha sonra yine yaptım ama yayınlayamamıştım...
    Hem kolay hem leziz kurabiyemizin tarifi şöyle;
    • 125 gr tereyağı
    • 1 adet yumurta
    • 1 çay bardağı sıvı yağ
    • 1 çay bardağı pudra şekeri
    • 1 çay bardağı mısır nişastası
    • 2 yemk.kaş.kakao
    • 1 pkt. vanilya
    • 1 pkt.kabartma tozu
    • Damla çikolata
    • Fındık parçaları
    • Aldığı kadar un


    Yapılışı:
    • Kako hariç tüm malzemeleri derin bir kap içerisinde yoğuruyoruz...
    • Hamuru  2 parçaya ayırıp,bir parçasına kakao döküp tekrar yoğuruyoruz...
    • Sade olan hamurumuza dövülmüş fındık parçaları atıp bir daha yoğuruyoruz...
    • Her iki hamurdan da ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayıp,tepsiye diziyoruz...
    • Kakolu olan kurabiyelerimizin üzerine damla çikolata batırıyoruz...
    • Ölçüyü artırmak isterseniz 2 veya 3 ölçü şeklinde yapabilirsiniz ki ben hep 2 ölçü yapıyorum...

    • 175 drc fırında yaklaşık 20 dakika kontrollü bir şekilde pişiriyoruz... 

    Bu kurabiyenin özelliği içinde mısır nişastası olması...Gerçekten hıyır hıyır bir kurabiye oluyor ve çok lezzetli...Mutlaka denemenizi öneririm... 
    Göktuğ için kurabiyelerimizi Karacanın bu güzel kavanozlarına yerleştirmiştim...
    Şu an kavanozlar teyzesinin mutfak tezgahını süslüyor...
    Çay,şeker,tuz kavanozu olarak... 
    Kurabiyenin sade olanı bisküvi tadında, kakaolu olanı da çikolata tadında oluyor...
    Denemek isteyenlere kolay gelsin diyerek,ben yine bu  kurabiyelerden yapmaya gidiyorum,Göktuğun Diş Hediği toplantısı için...
    Şen ve Esen Kalın Efendim!!!!

    WİNDOWS 10 DA FOTOĞRAF (RESİM) ÜZERİNE YAZI NASIL YAZILIR - PAİNT 3D NASIL KULLANILIR

    $
    0
    0
    Bir Yemek ve Hobi Bloggerinin bu tür yazılar yazmayacağını herkes bilir...
    Belkide ilk defa yazıyorum bu tarzda...Tamamen acemi olarak ama...Program yüklemeden fotoğraflarımı nasıl düzenlerim,üzerine nasıl yazı yazabilirim şeklindeki araştırmam sonucunda tesadüfen karıştırırken buldum bilgisayarımda Paint 3D yi...Daha önce Paint Programında çalışmışlığım vardı ancak bu çok ilgimi çekti...Windows 10 da kendiliğinden yüklüydü zaten...Microsoft, Windows 10 da ücretsiz olarak  kullandırıyor programı...

    Fotoğraflarım bilgisayar ekranından çektiğim için çok net değil ,olayı anlatmaya çalışacağım affınıza sığınarak...
    Programı açtığınızda ekran bu şekilde...
    Bir fotoğraf seçmek için,önce "Aç"diyoruz...
    Sonra "Dosyalara Göz At" ve istediğimiz resmi seçiyoruz...
    Seçtiğimiz resim bu şekilde ekrana yansıyor...
    Birçok işlem yapabiliyorsunuz burada ama ben şu anda yardımcı olmak adına fotoğraf üzerine nasıl yazı yazabileceğimizi anlatmaya çalışacağım... 
    Üst kısımdaki Metin yazan bölüme tıklıyoruz...
    *Sonra Yazı biçimini seçmek için düz veya gölgeli seçiyoruz...
     *Yazı boyutunu seçiyoruz... 
    *Yazı rengini seçiyoruz...
    *Yazı biçimini seçiyoruz...
    *İmleci fotoğrafın üzerine getirip tıkladığımızda boş bir kutu açılıyor...Kutunun içine istediğimiz yazıyı yazıyoruz...
    Benim için önemli olan blogda paylaştığım fotoğraflarımı damgalamak ve imzalamak olduğundan ben blog adresimi yazıyorum...  
    *Sonra yazdığımızı kaydetmek için tekrar menüye dönüyoruz... 
    *Farklı kaydet diyoruz... 
    *Dışarı aktar bölümünden "diğer" ve  resim dosyasına kaydet... 
    Fotoğrafınız üzerine yazdığınız yazı ile birlikte kaydedilmiş oluyor...Hatta fotoğrafı istediğiniz ebatta boyutlandırabilir,üzerine emoji yapıştırabilir,arka fon rengini değiştirebilirsiniz...3 D çizimler yapabilir değişik görüntü elde edebilir,farklı şekillendirmeler yapabilirsiniz...
    Umarım yardımcı olabilmişimdir...




    ELMA SİRKESİ YAPILIŞI -DENEME

    $
    0
    0
    Hayırlı Cumalar Kıymetli Takipçilerim!!!
    İnstagramda Sahrap Hanımın paylaşımını görünce  daha önce hiç denemediğim  elma sirkesi yapımını denemeye karar verdim...Çok kolay ve pratik olduğunu görünce cesaretlendim...Faydaları saymakla bitmeyen doğal ev yapımı elma sirkesini eğer başarabilirsem kurmuş bulunuyorum,1 hafta oldu deneme aşamasındayım...
    Öncelikle faydaları sıralamak gerekirse;

    • Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı adeta bir koruma kalkanı oluşturur.
    • Antioksidan özelliği vardır.
    • Antibakteriyel özelliği sayesinde bakteri ve mikropları yok eder.
    • Kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur.
    • Enerji verir, insan vücudunu dinç tutar.
    • Menopoz döneminde olan kadınlar için oldukça faydalıdır.
    • Kolesterolü kontrol eder ve kolesterolün düşürülmesini sağlar.
    • Gut hastalığına iyi gelir.
    • Reflü gibi mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
    • Orta derece yanık tedavisinde kullanılır.
    • Düzenli kilo verilmesini sağlar. Bu durumun gerçekleşebilmesi için düzenli olarak bal ile sirkeli suyu karıştırıp içmek gereklidir.
    • Sebze ve meyveleri sirkeli su ile yıkayarak mikroplardan arındırabilirsiniz.
    • Kas ağrılarının giderilmesinde fayda sağlar.
    • Sirke adeta bir kalp dostudur, kalp sağlığına iyi gelir.
    •                                        
    Elma sirkesinin yapılışı çok kolay ama oluşumu için geçen süre uzun...
    Ben nasıl hazırladığımı yazayım;
    • Elmaları güzelce yıkayıp,çekirdeklerini çıkardım ve kabuklarıyla 4-5 parçaya ayırdım...
    • Sonra 5 kg lık yıkanmış kavanozların 3 te 2 si kadar elmaları yerleştirip,üzerini musluk suyuyla doldurdum...
    • En üste 1 er yemek kaşığı toz şeker serpip,hava alması için bezle bağladım...Tülbent veya başka bir bez olabilir...Ben peynir süzeklerimi kullandım...
    • Sirkeyi kuralı henüz 1 hafta oldu ama hergün slikon bir kaşıkla karıştırıyorum ki 20 gün karıştırmam gerekiyormuş...
    • 20 günden sonra artık karıştırma işlemi olmayacakmış.
    • Sirke anası oluştuktan sonra sirkeyi süzecekmişim..
    • Sirke anası deniz anası gibi jel kıvamda yumuşak bir tortu...
    • Umarım sirke anası oluşur ve sirke yapmayı başarabilirim..
    • Aslında birçok tarifte nohut,bulgur,bal konulduğunu okudum,ancak bala alerjim olduğundan ve daha doğal olsun diye kullanmadım,hatta toz şeker dahi koymasam olurdu,elmanın zaten kendi şekeri var...
    • Farklı meyvelerden de yapılabiliyormuş...Üzüm zaten bildiğimiz,nar,çilek,alıç gibi meyveleri de daha önce duymamıştım...Ancak dut sirkesini babaannem ve annem yapardı...Demekki birçok  meyveden oluyormuş..

    sirke anası ile ilgili görsel sonucu
    Sirke anası bu şekilde kavanozun dibinde oluşacakmış...
    Fotograf Alıntıdır...
    Şu anda durum bu,sirkem tamamlanıp da şişelere doldurduğumda tekrar paylaşacağım...
    Şen ve Esen Kalın!!!

    GÖKTUĞ'UN DİŞ BUĞDAYI ETKİNLİĞİ

    $
    0
    0
    24 Ekim 2018 de Göktuğun Diş Buğdayı Etkinliği vardı...
    Annesi ve babası organize ettiler...Daha çok Göktuğu görmek isteyen komşu,dost ve akrabaların bir araya geldiği bir toplantı  oldu ... 
    Bu konuda kızımı tebrik etmeden geçemeyeceğim,gerçekten çok güzel şekilde hazırlamıştı herşeyi,ellerine sağlık...Bende misafir gibi gittim,yedim içtim... 
    Herşey muhteşemdi... 
    Patatesli Açma,Elmalı Kurabiye,Tuzlu Diş Şeklinde Kurabiye,Truff,Tarçınlı Kurabiye,Saçaklı Poğaça,Diş Buğdayı (Hedik),Mısır Patlağı ve Dedesinin yaptırdığı Yaşpastası menüyü oluşturuyordu...
    Kuzumuzun dişleri 6 aylıkken çıktı ...
    Çok hareketli ve çok sevimli Göktuğumuz annesi ve babasıyla bir ömür hep sağlıkla ve huzurla büyüsün inşallah... 

    Diş Buğdaylarını karton bardaklarda ikram etti,üzerinde mavi kaşıklarıyla...
    Büyük anneannesi diş buğdayını haşladı,hazırladı...
    Buğdayı ve haşlanmış nohutu karıştırıp,üzerini çerezlerle süsledi...Fındık ve Ceviz gibi...
    Annem ve Özgül Teyze... 
    Özgül Teyze Annemin can arkadaşı ve kızı Funda sağ baştaki benim arkadaşım... 
    Birlikte pozumuz... 
    Sünnet olduğunda annesi kaftan almıştı Göktuğa , giyinmek bu güne nasip oldu... 



      

    Tuğçe komşuları ve arkadaşlarıyla... 


    Kızım Sosyal tesislerinin bulunduğu salonda ağırladı misafirlerini....Salonu süslediler...
    Benim komşularım ve arkadaşlarımda vardı...  
    Rabbim hep böyle güzel günlerde bir araya gelmeyi nasip etsin...

    MOR ŞAMPUAN

    $
    0
    0
    Mor Şampuan bu aralar bayanlar arasında sıkça konuşulan ve araştırma ,deneme safhasında olan,aslında kuaförlerin kullandığı bir şampuan...Saçlarımın turuncuya dönüşmemesi için bende Işıltı attırdığım saçlarım için araştırdım ve birçok marka arasından Okay Marka aldım ve denemekteyim...Silver Şampuan da deniliyor...İlgili resim
    Kullanımım sonucunda mor şampuanın saçı çok fazla  temizlediğini düşünmüyorum,ancak cila yaptırıyormuş gibi düşünülürse ve haftada 1-2 kere kullanılırsa sıkıntı olmaz...
    Bir kere normal şampuan gibi köpürmüyor,belkide o nedenle temizlemediğini  düşünmüş olabilirim...
    Mor renkte oluşu acaba çok mu kimyasal içeriyor sorusunu düşündürüyor....Araştırdığım kadarıyla;
    Mor şampuan genelde sarı, gri, açık küllü kumral ve beyaz tonda saçlarını boyamış olan kadınlar kullanmaktadır. Bu tonlar çok açık renklerde olup saça oturması zaman isteyen renklerdir. Açıcı ile işlem yapılarak açılan saç rengi istenilen saç boyası ile boyanmaktadır. Küllü bir saç rengi isteyen kadınların bu rengi oturtmaları zaman ister. Defalarca boyanarak ancak istediğiniz saç rengini elde edersiniz. Dipten çıkan saçlar ise istenilen rengin daha koyusu tonlarında olmaktadır. Altta işlem gören saç rengi ile diplerden gelen saçların ister istemez farkı olmaktadır. Ton olarak fark zaten vardır ama renklerde diplerden gelen saçlarda kızılımsı bir sarı yada turuncu bir renk çok az olsa da kendini belli etmektedir. Özellikle şimdilerde çok moda olan gri ve beyaz saçlar ilk boyandığında çok güzel bir görünümde iken zaman içerisinde renklerde bir solma ve bozulma olmaktadır. Mor şampuan işte burada devreye girerek renklerdeki bu bozulmayı ortadan kaldırmaktadır. Mor şampuan öncesi sonrası arasındaki renk farkı hemen fark edilir. Sarı saçlar içinde aynı şeyler söz konusudur. Saçlar platin sarıya boyandıktan sonra içerisindeki turuncu yansımalar kadınların çok fazla canını sıkmaktadır. Bu saç boyasının başarısız olduğundan değil saç telindeki pigmentlerin kızıl tonlarda olmasından kaynaklanmaktadır.
    mor şampuan ile ilgili görsel sonucu
     Genelde siyah, kahve rengi ve koyu renklerde olan saçlarda bu pigmentler bulunmaktadır. Kuaförün burada yapacağı bir şey yoktur. Saçı mümkün olduğunca açar ve istenilen renge boyar ama bu turuncu ve kızılımsı yansımalar olur. Yada istenilen renk elde edilse bile saçlar yıkandıkça boya ister istemez saçlardan zamanla akacağı için saçlar da bu yansımalar oluşur. Mor şampuan ile yıkanan saçlarda bu yansımalar kaybolmaktadır. Silver şampuan saçlara istenilen rengin oturmasını sağlar.
    ALINTIDIR...
    Bakalım deneyip göreceğiz mor şampuanı...Aslında normal kahve ve kumral tonlarında boyalı saçlarada parlaklık verdiği söylenmektedir...

    SOĞANLI TARHANA ÇORBASI

    $
    0
    0
    “Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini bil. İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, fakirliğinden önce zenginliğinin, meşguliyetinden önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının.” İki cihan perveri sevgili peygamberimizin bu hadis-i şerifi ne kadar anlamlı ve ders niteliğinde...Gerçekten değerini bilmemiz şükretmemiz gereken o kadar çok şey var ki , yeterki iyi değerlendirelim... Bugün cuma ve cumanın feyzi ve bereketi ile  hayırlı cumalar hepinize kıymetli takipçilerim...
    Tarhana Çorbası ile geldim,dertlere şifa çorbası...
    Un tarhanasını daha önce bu şekilde hiç denememiştim...Taki İzmitten dönüşte Osmancıkta içtiğim çorbadan sonra...Çok çok beğendim ve iyice inceledim,eve geldikten sonrada hemen pişirdim...Sizlerle de paylaşmak istedim...
    Çorbamız İçin Malzemeler;
    • 1 baş yemeklik doğranmış soğan
    • Kişi sayısına göre 1 yemek kaşığı hesabıyla un tarhanası (Mesela 4 kaşık)
    • 1 yemek kaşığı salça
    • 2-3 yemek kaşığı tereyağı
    • Nane,tuz,pul biber,karabiber 

    YAPILIŞI:
    • Tereyağını tencereye alıp, doğranmış soğanları kavurun...
    • Sonra tarhanayı ekleyip kavurmaya devam edin...
    • Salçayı da ilave edip karıştırın ve bir müddet sonra soğuk su dökerek çırpma teli ile karıştırarak pişirmeye bırakın...
    • Kaynadıktan sonra tuz,biber ve nane ekleyin...
    • Sıcak sıcak servis yapın....
                                     AFİYET OLSUN....

    BEBEK YELEĞİ

    $
    0
    0
    Örgüye çok uzun zamandır ara vermiştim...Kış gelince örgü aşkım depreşti ve yarım kalan işlerimden başladım örmeye...Bu yeleği tamamladım...
    İplerimden düz olan Nako Bonbon ve tüylü olan da Ayaz lif ipi...Sert gibi görünsede aslında yumuşak bir ip...Ayaz Lif ipinden daha önce lifler örmüştüm...burada
    Kız bebek için uygun bir model oldu,bakalım kime kısmet olacak...
    Arkası ve önü düz örgü ile tamamladım...Kenarlarına lastik örmediğim için oyaladım...kol kenarlarını olduğu gibi bıraktım...

    Bu modelden daha önce kızıma da yelek örmüştüm burada....Kış ile birlikte örgü sezonuda açılmış oldu,herkese kolay gelsin...

    KEFİR MAYALAMA VE KEFİR HAKKINDA

    $
    0
    0
    Hayırlı Cumalar Kıymetli Takipçilerim!!!
    Bugünkü konumuz Kefir...
    Kefir hakkında yazılanlar çizilenler,konuşulanlar hep olumlu yönde...Bana doktorumun kemik erimesi için önerdiği her gün 1 bardak iç dediği kefiri mayalamaya 29 Ekimde başladım...Mayasını annem arkadaşından getirdi ve ilk önce o mayaladı bende öğrenmiş oldum...15 günden fazladır içiyorum...Eşimede veriyorum ara sıra...Çok sağlıklı hatta sütten yoğurttan daha faydalı olduğu söyleniyor...Bende bugün ballandıra ballandıra Kefirin faydalarını yazmak isterdim...Ancak; araştırırken anladım ki 10  gündür vücudumdaki özellikle kol ve bacaklarımdaki sulu döküntüler Kefirden oluyormuş...
    Alerjik bünyeli olduğum için "ürtikerdir,birşey dokundu ama ne " arayışı içindeydim ki su çiçeği olmuş gibi döküntüler attı ve kaşınmaktan kanatmaya başladım...Her gece düzenli olarak yatmadan önce içmeye başlamıştım...Hatta kızım 9 aylık torunumuz içinde çok faydalı olduğunu söyleyince fazla mayalayıp ona da vermeye başlamıştım...Ondan gelen sonuç da kabızlık...Çocuğun bağırsak sistemi bozuldu...Şimdi ne desem ne yazsam bilemedim,herkesin bu kadar olumlu sonuç aldığı kefiri karalamak olmaz...Hemen İbrahim Saraçoğlu hocadan dinledim ...Saraçoğlu diyor ki öyle her canınız istedikçe içeceğiniz birşey değil kefir...Antibiyotik kullanımı sonucu bozulan bağırsak florasını onarmak için en fazla 5 gün içilebilir,içindeki yararlı bakteriler zamanla zararlı hale gelebilir...
    Videodan da izleyebilirsiniz...
    Çok mantıklı geldi,neden yıllar öncesinde yoktu bu kefir tamamen ticari kaynaklı olduğunu düşünmeye başladım...
    Benim gibi allerjik bünyeli atopik insanların asla kullanmaması gerektiğini anladım...
    Kefir doğal olarak tiramin ve histamin içerdiğinden her iki maddede mayalanırken ortaya çıkarmış...Histamin hemen her canlıda üretilen kimyasal bir bileşikmiş ve hücre dışına çıktığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkarmış...Özellikle allerjik bünyeli kişilerin uzak durması gerekirmiş...Sivilce ve çibana yol açtığı da kayıtlara geçmiş...
    Demekki benim gibi doğuştan allerjik bir insanın kefirden uzak durması gerekir...
    Kefirde bulunan bakteriler ve probiyotikler bulantı,baş ağrısı,ishal,karın ağrısı,mide rahatsızlığı,şişkinlik ve gaz olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyormuş...
    Faydaları saymakla bitmeyen kefir bana göre değil ama dokunmayanlar için gayet güzel...
    Mayalama işlemi kolay,ancak oluşma süreci uzun...
    Kefir mayası karnabahara benzeyen partiküller içeriyor...

    Kafkasya kökenli kefir, Rusça da “keyif veren” anlamına geliyor. Kefir, çok eski yıllardan beri özellikle Kafkasya bölgesinde yapılan, süt asidi ve alkol fermantasyonu yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi fermente bir süt ürünü....Aslında içerisinde bulunan etil alkolden dolayı dinen harammı helal mi tartışmasını uyandırıyor...Ancak lahana turşusu,boza,sirke gibi yiyeceklerinde fermantasyonla oluştuğunu düşünecek olursak kefirin de helal bir yiyecek olduğunu anlayabiliriz...


    Faydaları saymakla bitmeyen kefirin nasıl yapıldığına gelince... Yaklaşık bir kilo süte, ceviz büyüklüğünde kefir mayası yeterlidir. Kefir yapmak için ılık sütü cam kavanoza alın. İçerisine kefir mayasını ilave edip, 24 saat kadar bekletin. Mayalanan kefir, yoğurt kıvamında yoğun bir hal alır. Mayalandıktan sonra ise plastik süzgeç yardımıyla süzün. Böylece hem kefir mayanız hazır olur hem de kefir içilecek kıvama gelmiş olur. Ancak kefir yaparken şu püf noktayı unutmayın;  metal hiçbir ürünü kullanmayın deniliyor...
    Yapılışı çok basit yeterki mayanız olsun...
    Kaynatılmış sütü cam kavanoza doldururak yoğurt mayalama ısısından biraz daha serin bir ısıda bir dolu yemek kaşığı kadar mayayı sütün içerisine atın ve kapağını kapatın...Üzerine ışık almaması için bir örtü atın ve mayalanmaya bırakın...Ben mutfak dolabının içine koyuyorum ki ışıktan etkilenmesin,bu şekilde yapabilirsiniz...24 saat sonra açtığınızda kefiriniz tutmuş olacaktır...Hemen plastik bir süzgeçle süzerek başka bir kavanoza alın...Çıkan kefir mayasını soğuk sudan geçirerek kapaklı bir cam kaba alın ve üzerine su doldurun,bu şekilde  bir dahaki mayalamaya kadar buzdolabında saklayabilirsiniz...


    PAPATYA CAKE İP İLE ETOL

    $
    0
    0
    Hayırlı Cumalar Kıymetli Takipçilerim!!!
    Geçen Hafta 3-4 günlüğüne küçük kızımız ve damadımız geldi Ankaradan...Kızıma hediye olarak ördüm bu etolü...Tam onun tarzında olduğu için acele edip yetiştirdim...Ablası da içine uygun kazak aldı hardal tonunda...Papatya Cake ip kullandım...Çok güzel bir ip tavsiye ederim...Ebruli ip kullanmak isteyenler için ideal...Bir adet ipten çıktı bu etol...Sadece gri olan kısmı çıkardım,birde koyu kahverenginin tamamını kullanmadım... 
    Ablası yanımda olmayınca oğluma ölçerek yaptım...
    Poz verdi ister istemez bana...
    Omuz ölçüsünde zincir çekip başladım...Herkes tarafından bilinen basit bir örnek... 
    Ortadaki su yolu sabit,sadece aradaki zincir sayısını her sırada artırarak ördüm...3 numara slikonlu tığ kullandım... 
     Örneğin rahatlıkla çıkarılacağını umuyorum... 
    İstediğiniz renklerde çeşitleri mevcut cake ipin...
    Hatta simli olanları da var...
     Hayal gücünüze göre alın örün bol bol...
    Dar kazakların ve bluzlerin üzerine kullanılabilecek bir alternatif oldu...
    Kızımada çok yakıştı... 
    Etol,şal , atkı-bere örebileceğiniz gibi yelek ve hırka örerken de kullanabilirsiniz... 
    Şen ve Esen Kalınız!!!

    AKORDİYON PATATES

    $
    0
    0

    Akordiyon Patates tarifi ile geldim bugün...
    Aslında zerdeçallı bir tarifti bu ama ben kullanmadım...
    Son zamanlarda göklere çıkarılan zerdeçalın aslında zararlı olduğunu öğrenince kullanmak istemedim... 
    İşte Tarifimiz;
       Malzemeler:
    • 5-6 adet iri uzun patates
    • 6-7 diş sarmısak
    • isteğe göre kırmızı veya yeşil biber
    • Yarım çay bardağı zeytinyağı
    • 1 yemek kaşığı tereyağı
    • 1 tatlı kaşığı domates salçası
    • Tuz,karabiber 

    • Patatesleri ince ince dilimleyin ama olduğu yerden ayırmadan,akordiyon şekli verin...
    • sonra aralarına doğranmış sarmısakları ve doğranmış biberleri yerleştirin...kapya biber olursa daha iyi olur...
    • zetinyağını da gezdirerek kızdırılmış fırında pişirin...
    • 15 dakika sonra fırından çıkarıp su ile seyrelttiğiniz salçayı patateslerin üzerine serpiştirerek,parça parça tereyağını da yerleştirip tekrar fırına sürün ve iyice kızardığında çıkarın...
    • Sıcak sıcak servis yapın...

    • İsterseniz üzerine dereotu serpiştirebilirsiniz...
    • Köfte ve tavuk yanında servis edebileceğiniz gibi,sadece makarna veya pilavla veya sade olarak da tüketebilirsiniz...
    • Patateslerin kabuklarını soymadan iyice yıkayıp,fırçaladıktan sonrada dilimleyebilirsiniz...

    Bu lezzeti mutlaka deneyin derim...Kendi damak lezzetinize göre çeşitlendirebileceğiniz bir alternatif patates yemeği olacaktır...Patatesin her türlüsünü seven bir toplum olduğumuzdan mutfak kültürümüzde bol bol kullanıyoruz nasılsa...Denemek isteyenlere kolay gelsin...
    Şen ve Esen Kalın!!!

    BROKOLİ SALATASI-BROKOLİ VE SARMISAĞIN FAYDALARI

    $
    0
    0
    Soğuk Bir Pazardan Merhabalar...
    Bugün Brokoli Salatası yaptım mis gibi Un çorbasının yanında...Salatamızın lezzeti sosunda saklı
    Çok az suda haşlanmış brokoli ve havuçlar servis tabağına alınır...üzerine sarmısaklı sos dökülür...
    Sos için; yarım çay bardağı zeytinyağı,yarım limon ve 5-6 diş dövülmüş sarmısak iyice çırpılır ve salatanın üzerine dökülür...isterseniz haşlarken patates de ilave edebilirsiniz .
    Brokolinin faydalarını bilmeyen yoktur sanırım...
    1 bardak çiğ brokoli günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 153'ini, folat ihtiyacının yüzde 14'ünü, A vitamini ihtiyacının yüzde 11'ini ve diyet lifi ihtiyacının da yüzde 9'unu karşılıyormuş...

    Netteki Bilgiler de şöyle;
    • İltihap sökücüdür: Brokolide kaempferol diye adlandırılan flavonlar bulunduğundan iltihap sökücü özelliği vardır. Artrit ve gut hastalığına iyi gelir.
    • Alerjiye iyi gelir: Brokoli iltihaplı durumlara iyi geldiği için alerjiyi önceliyici özelliği vardır. Kaempferol maddesi zengin yiyecekler yemek zorundaysanız brokolinin yanısıra lahana, üzüm, çilek ve domates de yeyin.
    • Lif kaynağıdır: Brokoli diyet yapan insanların dostudur. Tok tutar ve çok uzun süre açlık hissetmezsiniz.
    • D vitamin açısından çok zengindir: D vitamini eksikliği çeken bir kişi mutlaka brokoli yemelidir. Brokoli D vitamininin emilimine yardımcı olan A ve K vitamini deposudur.
    • Gözlerinize faydalıdır: Lutein ve zeaxanthin adlı karotenler açısından zengin olduğu için brokoli gözler için çok faydalıdır.
    • Harika bir cilde sahip olursunuz: Brokolinin faydalarından bir diğeri de brokolideki glucoraphanin adlı kimyasalın sindirim sırasında başka kimyasallara dönüşebildiği için cildinizi gençleştirme özelliğine sahip olmasıdır.
    • Kalp hastalıklarına yakalanmanızı engeller: Brokolideki lutein maddesi gözlerinize iyi geldiği gibi damarları açık tutarak kan akışını düzenler ve kalbinize de iyi gelir.
    • Protein açısından zengindir: Neden brokoli yemeliyiz sorusuna verilebilecek bir diğer güzel cevap da yağsız proteinler açısından zengin bir besin olmasıdır. Bir tabak brokoli yemeği yerseniz 3 gram protein ve 0 gram yağ alırsınız.
    • Kas ağrılarına iyi gelir: Sabahları koşmadan önce her sabah bir muz yiyiyordunuz değil mi. Küçük bir servis tabağıyla brokoli yeseniz potasyum dengenizi sağlarsınız ve bu da koştuktan sonra oluşacak kas ağrılarını giderir.
    • Kemikleriniz için iyidir: Kemiklerinizi kalsiyum açısından güçlendirdiği için özellikle biz kadınlar için çok faydalıdır. 
    Sarmısağın faydaları ile birleşince brokoli salatası harika bir öğün olur...
    Sarımsağın, çiğ halde veya yağının, mikroorganizmalar üzerine antibiyotik etkiye sahip olduğu, antiviral, antifungal, antiprotozoon, antiparazitik ve antibakteriyal özellikleri üzerinde durulmaktadır. Bunun yanı sıra antiseptik işlevi, grip, nezle, ses kısıklığı, astım rahatsızlıklarına, bademcik, romatizma ve eklem enfeksiyonlarına, öksürük ve bronşite iyi geldiği ön plana çıkarılmaktadır.
    Terletici etkisi nedeniyle ateş düşürülmesine yardımcı olur. Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirici ve hücre koruyucu etkisini destekler bazı bilimsel bulgular mevcuttur. Bu etkinin HIV virüsü ve menenjit ile mücadeleye yansıtıldığı tecrübeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kardiyovasküler sistemi güçlendirmesi, bunun da serum kolesterol seviyeleri ve trigliserit oranları üzerinde etkisi sözkonusudur, denilmektedir.
    Şen ve Esen Kalın....

    PERİŞAN KURABİYE-YABAN MERSİNLİ-KAYISILI

    $
    0
    0
    2018 yılının son ayından yağmurlu bir günden selamlar sevgiler tüm takipcilerime...
    Perişan -Kaya  gibi isimlerle anılan bana göre Dağınık olan bu kurabiyenin tarifi  ile geldim bugün...Genellikle Perişan Kurabiye denildiğinden başlığa da bu şekilde yazdım...

         Malzemeler:
      ------------------
    • 1 su bardağı pudra şekeri
    • 100 gr tereyağı 
    • 2 adet yumurta 
    • 1 çay bardağı sıvı yağ 
    • 1 paket kabartma tozu 
    • 1 paket vanilya
    • 1 tatlı kaşığı tarçın (isteğe göre) 
    • Aldığı kadar un (yaklaşık 3,5 su bardağı) 
    • 1 su bardağı iri kırılmış ceviz 
    • 1 çay bardağı  yaban mersini veya kuru üzüm
    • 1 çay bardağı kuru kayısı (kare doğranmış)
    • 1 limon kabuğu rendesi

    Kurabiyenin içine koyacağınız kuru meyveleri çeşitlendirebilirsiniz...
    Ben yaban mersini ve kuru kayısı kullandım...

    Mesela;Fındık,fıstık,kişmiş üzüm,kuş üzümü,kuru incir gibi...

    Kolay yapılışı ve lezzeti ile çok beğeneceğiniz bir kurabiye çeşidi...
    Yapılışı;
    Tüm malzemeleri bir kapta iyice karıştırıp,en son unu kontrollü olarak ekleyelim,hamur kabartma tozunu da unla birlikte karıştıralım...kurabiye hamurumuzdan gelişigüzel kopararak tepsimize dizelim,180 drc.fırında 20 dak.kadar kızartalım,soğumasını bekledikten sonra afiyetle yiyelim...

    Tarçın ve limon kabuğu rendesini isteğe göre ekleyelim...
    Perişan kurabiyeden 2 ölçü yapıp dondurucuya da atabilirsiniz,acil durumlarda çayın yanında kurtarıcı olarak ikram edebilirsiniz...
    Şen ve Esen Kalın,Afiyetle Kalın !!!

    TIRTIKLI - KOZA KURABİYE-KAKAOLU

    $
    0
    0
    2018 yılının sonuna yaklaştığımız şu günlerde sıcacık bir fincan çayın yanında ağızları tatlandıracak bir kurabiye ile geldim..Patates dilimleyicisini kullanarak şekil verdim kurabiyelere...
    Bir kısmınıda normal yuvarlak yaptım...İçine damla kurabiye yerleştirdim...


    Malzemelerimiz Şöyle;

    • 125 gr tereyağı
    • 1 adet yumurta
    • 1 çay bardağı sıvı yağ
    • 1 çay bardağı pudra şekeri
    • 1 çay bardağı  mısır nişastası
    • 2 yemk.kaş.kakao
    • 1 pkt. vanilya
    • 1 pkt.kabartma tozu
    • 1 portakal kabuğu rendesi
    • Damla çikolata
    • Aldığı kadar un
    Tüm malzemeleri karıştırıp,
    Patates dilimleme aparatı kullanarak  içine damla çikolata koyup şekil verdim....
    Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizerek 180 drc fırında kızarttım...
    Mis gibi portakal kokulu-kakaolu Tırtıklı-Koza  kurabiyeler çok lezzetli oldu......
    Patates dilimleyicisi dışında mutfağınızda kullandığınız çeşitli şekilli gereçlerle de yapabilirsiniz...
    Kurabiyeyi 2 ölçü yaptım ve diğer yarısına da yuvarlak şekil verdim..



    Damla çikolataları üzerine batırdım...

    Ağızda dağılan bu gevrek kurabiyelerden denemenizi tavsiye ederim...
    Şen ve Esen Kalın Kıymetli Takipçilerim...

    U ŞEKLİNDE ÖRGÜ YELEK

    $
    0
    0
    Hayırlı Cumalar Kıymetli Takipçilerim!!!
    2019 un ilk yazısı ile birlikte öncelikle sağlık,huzur ve mutluluk dileyerek başlamak isiyorum...Sonra da başarı, kısmet,para,v.s...Herşey gönlünüzce olsun yeni yılda,yeni umutlarla yeni güzellikler sizi bulsun...
    Papatya Simli Cake ip ile küçük kızıma ördüğüm U Şeklindeki yelek ile geldim bugün...Yapılışını Derya Baykalın programından öğrendim...Çok kolay ve çabuk biten işleri sevdiğimden hemen başladım...Çok oldu bitireli ancak yeni yayınlayabildim..



    Ben bu Cake ipleri çok beğendim,kalitesi ve örülüşü çok iyi...

    306 zincir çekerek başlanıyor ...
    150 adet 3 lü trabzan ,  3 zincir - köşe dön , 6 adet 3 lü trabzan ,3 zincir köşe dön , tekrar 150 trabzan  ve üzeri bir dolu bir boş trabzan olarak devam ediliyor... 3 trabzan dolu 3 zincir ile bir kutu boş şeklinde örülüyor...
    Çok çabuk ilerleyen bir yelek...İstediğiniz renklerde yapıp, gömlek ve badilerin üzerine giyebilirsiniz...
    Hatta Derya BAYKAL 'ın da videosunda dediği gibi pantolon şeklinde olduğu için iki parça örülüp pantalon dahi yapılabilir...Ancak astarlanmak şartıyla...
    Ördüğümüz uzun parçayı ikiye katlayınca bu şekli alıyor... 
    Kenarlarından kol boşluğu bırakıp dikiyoruz...

    Alt kısmınada bağ yapıyoruz... 
    Önden görüntüsü...
    Arkadan görüntüsü... 

    İpin kalınlığına göre daha geniş veya dar duracaktır... 
    İster ebruli iple isterseniz de tek renk iple örebileceğiniz bir yelek modeli...Yapmak isteyenlere kolay gelsin...
    Şen ve Esen Kalın,Güzel Bir Haftasonu Olsun!!!
    Viewing all 568 articles
    Browse latest View live